Soru sormak, insanların sorularını yanıtlamak ve diğer insanlarla bağlantı kurmak için sosyal sorularımıza ve Cevap Motorumuza kaydolun.
Soru sormak ve insanların sorularını yanıtlamak ve diğer insanlarla bağlantı kurmak için Su Arıtma Sorular & Cevaplar Motorumuza giriş yapın.
Şifreni mi unuttun? Lütfen e-mail adresinizi giriniz. Bir bağlantı alacaksınız ve e-posta yoluyla yeni bir şifre oluşturacaksınız.
Lütfen bu sorunun neden bildirilmesi gerektiğini düşündüğünüzü kısaca açıklayın.
Lütfen bu cevabın neden bildirilmesi gerektiğini kısaca açıklayın.
Lütfen bu kullanıcının neden şikayet edilmesi gerektiğini düşündüğünüzü kısaca açıklayın.
Fr ne demektir?
FR (FRANSIZ SERTLİĞİ) NE DEMEKTİR? Fransız sertliği (Fr) veya mg/lt CaCO3 ülkemizde yaygın olarak sertlik sınıflandırmasında kullanılan birimlerdir. Suyun içindeki sertlik iyonlarının konsantrasyonunu tanımlamada kullanılır. 1 Fr derecesi 10 mg/lt CaCO3 sertliğine eşittir. 1 dH° = 1.785 fr° 1 fr° =Devamını oku
FR (FRANSIZ SERTLİĞİ) NE DEMEKTİR?
Fransız sertliği (Fr) veya mg/lt CaCO3 ülkemizde yaygın olarak sertlik sınıflandırmasında kullanılan birimlerdir. Suyun içindeki sertlik iyonlarının konsantrasyonunu tanımlamada kullanılır.
1 Fr derecesi 10 mg/lt CaCO3 sertliğine eşittir.
1 dH° = 1.785 fr°
1 fr° = 10 ppm CaCo3
1 ppm = 2 mS
1 fr° = 20 mS
Sert Suyun Zararları
Suyun sertliğinin sağlık üzerine zararlı bir etkisi yoktur. Fazla sert suların mideye biraz ağır gelmesi nedeniyle, yaklaşık bir sınır olarak içme sularının toplam sertliklerinin de 12’yi geçmemesi önerilir. Ayrıca fazla magnezyum sülfat içeren suların, laksatif etkileri nedeniyle içilmemeleri gerekir.
Sert Suların Yumuşatılması
Suyu yumuşatmanın en pratik yolu iyon değiştirici reçine kullanmaktır. İyon değiştirici reçineli sistemler genelde sodyum iyonları ile sertlik iyonlarını yer değiştirterek çalışırlar. Proses esnasında su reçine tanecikleri arasından süzülerek geçer.
Reçine tanecikleri üzerindeki elektrik yükü sodyum iyonlarını reçine taneciği üzerinde tutar. Ancak, reçine taneciklerinin aynı zamanda sertlik minerallerini tutma kabiliyeti de vardır. Reçine taneciklerinin sertlik minerallerini tutma kabiliyeti sodyum iyonlarını tutma kabiliyetine göre daha fazladır. Bu şekilde iyon değişimi gerçekleşir.
Belli miktarda sert su reçine yatağından geçtikten sonra, reçine tanecikleri tamamıyla, sertlik mineralleriyle kaplanır. Bu durumda sertlik minerallerinin tutulması son bulur. Sertlik iyonlarının tekrar sudan tutulabilmesi için reçine taneciklerinin sertlik minerallerinden kurtarılarak tekrar sodyum taneciklerinin bağlanması gereklidir. Bu işleme ‘rejenerasyon’ adı verilir.
Rejenerasyon esnasında tuzlu su reçine tankına verilir ve reçine sodyuma doyurulur. Reçine tankında biriken yüksek konsantrasyondaki sodyum iyonları sertlik iyonlarını reçine taneciklerinden ayırır. Reçine daha sonra temiz su ile durulanarak, fazla tuz ve sertlik mineralleri tanktan atılır. Reçine tankı tekrar sertlik iyonlarını tutmaya hazır durumdadır.
Sularda sulfatlardan ileri gelen kalıcı sertlik alkali karbonatlarla da giderilir.
CaSO4 + Na2CO3——> Na2SO4 + CaCO3
MgSO4 + Na2CO3——> Na2SO4 + MgCO3
Bikarbonatlardan ileri gelen geçici sertlik ya suları ısıtarak erimeyen karbonatlar halinde çöktürerek veya aşağıdaki şekilde işleme tabi tutarak gidermek olasıdır.
Ca(HCO3 )7 + CaO——-> 2CaCO3+ H2 O
Mg(HCO3 ) 7 +Ca(OH) 2 ——-> 2MgCO3+2H2 O
Kalsiyum ve magnezyumun hem bikarbonat ve hem de sülfat bileşikleri zeolit ve permutit gibi doğal veya sentetik maddelerden yararlanarak iyon değiştirmek suretiyle sular yumuşatılır.
Kireç soda usulü, sodyumu hidroksitle muamele, sodyumu fosfat ile yumuşatma yöntemleri Mg+( ve Ca+) iyonlarının suda çözünmeyen bileşikleri halinde çöktürülmesiyle gerçekleştirilir. İki şekilde olur. İyon değiştirme ise Pozitif bir iyon (katyon) ile pozitif başka bir iyonun yer değiştirmesidir.
Negatif bir iyon (anyon) ile başka bir negatif iyonun yer değiştirmesi ise anyon katyonlar Ca+, Mg+, Na+ ,H+, Fe+ ve Mn+ gibi elementler, anyonlar da genel olarak Cl, SO+ , No+ gibi maddelerdir.
Suyun Sertliği
Genel olarak suyun sertliği, kalsiyum seviyesi olarak kabul edilmesine rağmen, suyun sertlik derecesi içerdikleri erimiş kalsiyum ve magnezyum tuzlarından ileri gelmektedir. Sular bunları topraktan alır. Sular, erimiş halde bulunan kalsiyum ve magnezyumu bikarbonat tuzları, sülfat tuzları, klorür tuzları ve ayrıca az miktarda nitrat tuzları halinde içerirler. Özellikle kalsiyum bikarbonat ve kalsiyum sülfat suyun sertliğinde önemli rol oynar.
Tüm anorganik tuzlar suda çözünürler. Sıcaklık artışı bazı tuzların çözünürlüğünü azaltır (Ca(OH)2 , FeSO4 ) diğer çözünmüş madde derişimi de bunu etkiler. Alçak rakımlı bölgelerde tuz derişimi zeminle temas yüzeyi büyük olduğundan yüksektir. Su da en sık bulunanlar kalsiyum, magnezyum, Na2CO3, sülfat ve klorürlerdir. Sularda erimiş halde bulunan kalsiyum ve magnezyum bikarbonat tuzları, suları kaynatmakla erimeyen karbonat tuzları, suları kaynatmakla erimeyen karbonatlar halinde çöktüğünden bunların oluşturduğu sertlik Geçici Sertlik diğer tuzların oluşturduğu sertliğe de Kalıcı Sertlik denir.
Çünkü bu tuzların oluşturduğu sertlik suları kaynatmakla geçmez. Bahsedilen tüm tuzlardan ileri gelen sertlik ise Toplam Sertlik adını alır. Özellikle kalsiyum ve magnezyumun sülfat tuzları kalıcı sertlik nedenidir. Kalsiyum ve magnezyum bi karbonat tuzları ise geçici sertlik oluşturur. Geçici sertliği oluşturan bikarbonat tuzları ısıtıldığı zaman;
Ca(HCO3) 2—————–> CaCO3 +CO2 +H2O
Mg(HCO3) 2——————> MgCO3 +CO2 +H2O
Şeklin de ayrışırlar. Karbonatlar çöker, oluşan veya suda önceden erimiş halde bulunan serbest karbondioksit uçar. Suyun kalıcı sertliği genellikle toprak alkali maddelerin sulfatalarından klorürlerinden ileri gelen sertliklerdir. Bu tür sertlik ısıtılmakla giderilmemesine karşılık sodyum karbonatla giderilir.
CaSO4 + Na 2 CO3 —————————> Na2 SO4 + CaCO3
Evsel ve endüstriyel atık sularının yüzeysel sulara deşarjı sonucu bu sulardaki Cl(, sülfat, nitrat, fosfat derişimi artar. Sudaki çok değerlikli metal iyonlarının sabunlarla çözünmeyen bileşikler meydana getirme özelliği olan sertlik derecesi Fransız, İngiliz, Alman, Amerikan ve minival sertlik derecesi olarak değişik şekillerde belirtilir. Ülkemizde Fransız sertlik derecesi kullanılmaktadır.
Bir Fransız sertlik derecesi 10 mg CaCO3 /Lt . veya 8.4 mg MgCO3 ‘a
Bir İngiliz sertlik derecesi 14.3 mg Ca CO3 /Lt . veya 2.0 mg Mg CO3 ‘a
Bir Alman sertlik derecesi 10 mg CO3 /Lt . veya 7.1 mg Mg CO3 ‘a
Bir Amerikan sertlik derecesi 1 mg Ca CO3 /Lt . veya 0.8 mg Mg CO3 ‘a
Bir Minival sertlik derecesi 50 mg Ca CO3 /Lt . veya 42 mg Mg CO3 ‘a
1 Fr SD= 0.56 Alm.SD =0.70 İng.SD’dir
Minival sertlik bir litre suda bulunan milival gramı gösterir. Minival gram, kimyasal eşdeğer miktarın 1/1000’i demektir. Örneğin CaCO3 ‘a molekül ağırlığı 100, kimyasal eşdeğerliliği 100/2 = 50’dir. Bunun binde biri 0.05 gr kalsiyum karbonat veya bu miktara eşdeğer sertlik veren maddelerin bulunması 1 milivat değeri verir. Sertlik derecelerine göre sularda şöyle bir sınıflandırma yapılabilmektedir.
Tablo . Sertlik derecelerine göre sularda sınıflandırma
Sert Su Ne Gibi Problemlere Sebep Olur?
Sert suyun zararları Sert sular, cildi sertleştirmeleri ve yıkanma, bulaşık, çamaşır gibi ev işlerinde fazla sabun sarf ettirmeleri ve işlemleri güçleştirmeleri nedeniyle pek istenmezler. Örneğin 25 sertlik derecesinde bir litre suyu tamimiyle köpürtebilmek için en az 3 gr. sabun sarf etmek gereklidDevamını oku
Sert suyun zararları
Suyun sertliğinin sağlık üzerine zararlı bir etkisi yoktur. Fazla sert suların mideye biraz ağır gelmesi nedeniyle, yaklaşık bir sınır olarak içme sularının toplam sertliklerinin de 12’yi geçmemesi önerilir. Ayrıca fazla magnezyum sülfat içeren suların, laksatif etkileri nedeniyle içilmemeleri gerekir.
Daha az görbiocera filtre sorun
Merhaba, Biocera filtreyi sökün ve sallayın hocam (ayran çalkalar gibi) sonra direk şebeke suyunu biocera verin 2-3 litre kadar suyu akıtın Biocera'dan su geçişini gözlemleyin ve tekrar yerine takın düzelmesi gerekli. Suyun içindeki kabarcıklar ise azalır ama tamamen yok olmaz. Sular kesildiğinde veDevamını oku
Merhaba, Biocera filtreyi sökün ve sallayın hocam (ayran çalkalar gibi) sonra direk şebeke suyunu biocera verin 2-3 litre kadar suyu akıtın Biocera’dan su geçişini gözlemleyin ve tekrar yerine takın düzelmesi gerekli. Suyun içindeki kabarcıklar ise azalır ama tamamen yok olmaz. Sular kesildiğinde ve geldiğinde yine kabarcık olayları daha yoğun olacaktır. Muslukta öksürme işi ise genelde depoya sıkışan havadan kaynaklı oluyor. söküp taktığında düzelecektir.
Biocera filtrenin diğer bir etkisi ise Hidrojen gazı oluşturmasıdır. Suyun bazen musluktan öksürüyormuş akması bundan kaynaklı da oluyor. eğer suyu bol kullanmıyorsanız yani uzun süre musluğu açmıyor iseniz gaz oranı yükselir. hatta Biocera’lı suyu bardağa doldurup 1-2 saat beklemeye alırsanız soda gibi yada gazoz gibi bir görünüme döner su.
Daha az görSu kirliliği nedir?
Suyun insan, hayvan veya bitki sağlığına zararlı kimyasallarla veya diğer tehlikeli maddelerle kirlenmesine su kirliği denir. Su kirliliği, su kütlesi çevresel etkenlerden dolayı kirlendiği zaman ortaya çıkar. Plastik şişeler, metal kutular, lastikler, kontaminasyon ve suya atılan her türlü atık suDevamını oku
Suyun insan, hayvan veya bitki sağlığına zararlı kimyasallarla veya diğer tehlikeli maddelerle kirlenmesine su kirliği denir.
Su kirliliği, su kütlesi çevresel etkenlerden dolayı kirlendiği zaman ortaya çıkar. Plastik şişeler, metal kutular, lastikler, kontaminasyon ve suya atılan her türlü atık su kütlesinin kirlenmesine neden olur. Aynı zamanda fabrikalardan, arabalardan, hava kirliliğinden, çiftliklerden, kanalizasyonlardan ve arıtma tesislerinden su yoluna karışan kimyasallar da su kütlesini kirletir.
Su kirliliği, suyu kirletici maddelerin su ekosistemleri tarafından emme ya da ortaya çıkarma kapasitesine sahip olmadığında ortaya çıkar. Nüfusun ve sanayileşmenin artması ile birlikte su kirliliği de artar.
Su Kirliliği Nedenleri ve Nasıl Önlenir Çözüm Yolları
Su kirliliği oluşumunda insanın etkisi çok büyüktür. Hızlı kentleşme, nüfus artışı, fabrika atıklarının suya karışması ve sanayileşmenin yaygınlaşması ile birlikte su kaynaklarımız her geçen gün biraz daha kirleniyor. Su kirliliği, insan sağlığını da tehdit eder. Bu nedenle öncelikle su israfının önüne geçilmeli, doğada zor kaybolan arıkları suya atılmamasına özen göstermeli ve evsel atıkların kontrollü bir şekilde atılması gerekir. Doğada zor parçalanan deterjan, gübre ve kimyasal ilaçların kullanımının azaltılması gerekir.
Su kirliliğini arttıran başlıca etkenler
Su Kirliliğinin Sonuçları
Su kirliliği, tüm insanlığı etkileyen küresel bir sorundur. Su kirliliğinin önüne geçilmediği zaman önemli sorunlar ortaya çıkarır. Bu sorunlar çözülmezse insan sağlığı büyük bir tehditle karşı karşıya kalır ve ileride su bile içemeyecek hale gelebiliriz. Bu nedenle su kaynaklarını bilinçli ve doğru bir şekilde kullanılmadığı takdirde insan sağlığına büyük bir tehdit oluşturur. Kirlenen suların kokusu ve görüntüsü hemen değişiyor ve çevreye rahatsızlık vermeye başlıyor.
Özellikle de lavabolara atılan dönmüş yağlar, deterjanlar ve yemek artıkları birikerek suya karışıyor. Bu da önlenmesi zor sonuçlara yol açıyor. Soluduğumuz havanın bile %70’ini suda yaşayan canlılar üretiyor. Bu da demek oluyor ki su hayattır ve suyun her dönem büyük bir özenle korunması gerekir.
Suyun kirlenmesiyle beraber ekolojik denge de bozulur. Hem insanları hem de diğer canlıları doğrudan etkileyecek olan bu durumun sonucunda suda yaşayan pek çok canlı yok oluyor. Aynı zamanda suyun kirlenmesi ile birlikte içme suyunda da önemli bir azalma gözlemleniyor.
Su Kirliliğinin Çevreye ve Hayvanlara Etkisi
Su kirliliği bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden olur. Tarımda kullanılan su eskisi kadar temiz olmayacağı için tarım ürünleri de eskisi kadar kaliteli olmaz. Hayvanlar da kirli su içtiği zaman çeşitli hastalıklara yakalanarak ölebilirler. Bu nedenle su kaynaklarını korumada ve kullanmada çok dikkatli, bilinçli ve sorumluluk sahibi olmak gerekir. Su kaynakları kirlendiği zaman tüm canlılar bundan olumsuz bir şekilde etkilenir. Suda yaşayan pek çok canlının soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalır.
Su Kirliliği Nasıl Önlenir?
Su kirliliğini önlemek için toplumu öncelikle bu konu hakkında bilinçlendirmek gerekir. Aynı zamanda büyük sanayi kuruluşlarının atıklarını doğrudan denize bırakmasını önleyecek sistemler geliştirerek atıkları ayrıştırıcı ve arındırıcı teknolojiler kullanmak gerekiyor.
Ülkemizde herkes üzerine düşen görevi bilir ve bilinçli bir şekilde su tüketimi yaparsa su kirliliği de büyük ölçüde azalır. Gemilerin atıklarını denize bırakmalarını ve insanların da yiyecek ve içecek artıklarını denize atmasına engel olmak gerekir.
Temiz bir doğa, mutlu ve sağlıklı nesiller için gereklidir. Çocuklarına daha yaşanabilir bir dünya bırakmak isteyen her insan bu bilinçle hareket etmelidir.
Güvenli içme suyu makalemizi okumak ister misiniz.
Daha az görSu arıtmadaki ses
Arıtma cihazları birkaç nedenden kaynaklı ses yapar konuyu tam olarak detaylandırırsanız daha iyi yardımcı olabiliriz. örneğin varsa cihazın modeli, markası, açık kasa, kapalı kasa mı, tank haç mi, pompalı, pompasız mı gibi çeşitli bilgiler... Arıtma ses problemi nedenleri Devamlı su alırken musluktDevamını oku
Arıtma cihazları birkaç nedenden kaynaklı ses yapar konuyu tam olarak detaylandırırsanız daha iyi yardımcı olabiliriz. örneğin varsa cihazın modeli, markası, açık kasa, kapalı kasa mı, tank haç mi, pompalı, pompasız mı gibi çeşitli bilgiler…
Arıtma ses problemi nedenleri
tüm bunların haricinde detaylı ses sorunları için linkteki konuyu takip ediniz. su arıtma cihazı ses sorunları
Daha az görSu Yumuşatma Sistemi
Royal Green Softlime tam otomatik su yumuşatma sistemi ile binanızı yada dairenizi kirecin etkilerinden %99 olarak kurtulursunuz. Softlime Su yumuşatma cihazımız müstakil evlere, apartman bina girişlerine yada montaj için müsait olan tüm daireler için uygundur. Sert su kullanımı sonucunda ev yadaDevamını oku
Royal Green Softlime tam otomatik su yumuşatma sistemi ile binanızı yada dairenizi kirecin etkilerinden %99 olarak kurtulursunuz. Softlime Su yumuşatma cihazımız müstakil evlere, apartman bina girişlerine yada montaj için müsait olan tüm daireler için uygundur.
Sert su kullanımı sonucunda ev yada işletmelerinizde birçok sorun ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Yumuşatma sistemleri kullandığınız cihazları kireçli suyun zararlarına karşı korurken ayrıca genel boru hatlarınızda kirecin sebep olduğu daralma, tıkanma, delinme ve aşınmaları engeller.
Softlime su yumuşatma cihazı nedir nasıl çalışır?
Softlime su yumuşatma cihazı, suya sertlik veren suda bulunan çözünmüş Ca (Kalsiyum) ve Mg (Magnezyum) iyonları sertliğe neden olur. İyon değişimi yöntemiyle suya sertlik veren bu iyonların alınması işlemine yumuşatma adı verilir. Sert su, enerji sarfiyatını, temizlik maddesi kullanımını ve kimyasal maddelerin tüketimini arttırır. Ayrıca tesisatlar da ve ısıtıcı cihazlarda, çamaşır, bulaşık, ütü gibi makinalarda telafisi mümkün olmayan arıza oluşturur.
Softlime Su Yumuşatma Cihazı ile Yumuşak Suyun Faydaları Nelerdir?
Softlime Su Yumuşatma Sistemini ECA Basınç Düşürücü Valf İle Birlikte Gelir
ECA basınç valfi şebeke suyunuzda yada su kaynağı ne olursa olsun basınç yükslediğinde Softlime su yumuşatma sistemine hep aynı sabit basınç ile suyu iletir bu sayede yumuşatma sistemi ve diğer parçaları yüksek basınca karşı korur. ECA basınç düşürücü valfimiz TSE standartlarında olup sertifikalar kısmından TSE belgesini inceleyebilirsiniz.
Softlime Otomatik Su Yumuşatma Filtresi Çalışma Şekli:
Softlime Otomatik Su Yumuşatma Filtresi Rejenerasyon (Reçine Yenileme Temizleme) İşlemi
Ters yıkama
Filtrede su akış yönü aşağıdan yukarıya doğru olan bu aşamada reçine tanecikleri hareketlenerek araları açılmaktadır. Bu işlem yüksek akış hızında yapılmaktadır.
Tuzlu su çekme
Filtrede su akış yönü yukarıdan aşağıya doğru olup, düşük akış hızında gerçekleşmektedir. Konsantre tuzlu su ventüri sistemi ile Kaba partikül filtresinin çıkışından gelen su yardımıyla reçinenin içinden geçerek iyon değişimi gerçekleşir. Reçineye bağlı olan Ca++ ve Mg++ tuzlu suda bulunan Na+ ile yer değiştirir. Reçineye tekrar bağlanan Na+ ile reçine yeniden suyu yumuşatacak hale gelir.
Yavaş durulama
Tuzlu suyun tamamı çekildiğinde taze su yukarıdan aşağıya doğru reçinenin içinden akmaya devam eder ve tuzlu suyu drenaja akıtır. Yavaş durulama süresi tuzlu su çekme süresinin üç katı olmalıdır.
Hızlı Durulama
Tuzlu suyu tamamen reçineden uzaklaştırmak için yüksek akış hızında yapılan bir işlemdir. Böylece yumuşatıcı filtre servise girmeden önce reçine yatakları düzenlenmiş olur. Tüm bu işlemleri softlime su yumuşatma sistemi otomatik olarak yapmaktadır.
Sertlik Kontrolü
Yumuşatma filtresinden sonra alınan su numunesinde sertlik olmamalıdır. Sertlik olması durumunda filtre tekrar rejenerasyona alınmalı ve işlemin doğru gerçekleşip gerçekleşmediği kontrol edilmelidir.
Softlime Su Yumuşatma Cihazı Ürün Ölçüleri:
Daha az görMalnutrisyon (Yetersiz Beslenme)
Malnutrisyon, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir sağlık problemidir. Sadece az beslenme değil, çok fazla ancak tek tip veya yanlış yiyeceklerle beslenme, enfeksiyonlar ve buna bağlı malabsorbsiyon (gıdaların mide ve bağırsaklardan emilimindeki bozukluk) ile de ilişkilidir. Gelişmekte olanDevamını oku
Malnutrisyon, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir sağlık problemidir. Sadece az beslenme değil, çok fazla ancak tek tip veya yanlış yiyeceklerle beslenme, enfeksiyonlar ve buna bağlı malabsorbsiyon (gıdaların mide ve bağırsaklardan emilimindeki bozukluk) ile de ilişkilidir. Gelişmekte olan ülkelerde beslenme bozukluğu ve kirli sular; özellikle çocuklarda tekrarlayan ishallere yol açarak malnutrisyona neden olur. Toplumsal ayaklanmalar ve savaşlar su kaynaklarına yapısal hasarlar verip, onların kontaminasyonuna neden olarak malnutrisyonun artmasına yol açarlar.
Malnutrisyonun tüm formları hastalık ve erken ölüm riskini arttırır. Örneğin protein enerji malnutrisyonu, gelişmekte olan ülkelerde 5 yaş altı çocuk ölümlerinin yarısından sorumludur. Hastalığın ağır formları marasmus (kronik yağ, kas ve doku kaybı), kretenizm ve iyot eksikliğine bağlı beyin hasarı, vitamin A eksikliğine bağlı körlük artmış enfeksiyon riski ve ölümdür.
Güvenli su kaynakları, hijyen ve sanitasyonun yeterli olmamasına bağlı olarak infeksiyonlara maruz kalan kişilerde beslenme bozulur. Sekonder malnutrisyonda ishali olan kişiler sık dışkılamaya bağlı olarak, aldıkları besinlerden tam olarak yararlanamazlar.
Kronik beslenme yetersizliği dünya üzerinde yılda ortalama 792 milyon insanı etkilemektedir. Etkilenme oranı gelişmekte olan ülkelerde %20’ye kadar çıkabilmektedir. Malnutrisyon tüm yaş gruplarını etkilemekle birlikte, temiz su, uygun sanitasyon, yeterli sağlık hizmetlerine ve sağlık eğitimine ulaşamayan yoksul kişiler arasında daha yaygındır. Protein-enerji malnutrisyonlu çocukların %70 den fazlası Asya’da, %26’sı Afrika’da ve Karaibler’de yaşamaktadır.
Korunma:
Suda Boğulma
Boğulma, su içinde kalma sonucu ölüm olarak tanımlanır. Boğulmanın, kuru ve yaş olmak üzere iki türü vardır. Yaş boğulmada kişinin solunum yollarına su girer ve dolaşım sistemi işlevini yapamaz hâle gelir. Daha nadir görülen kuru boğulmada ise solunum yolları spazma bağlı olarak kapanır. Boğulma vücDevamını oku
Boğulma, su içinde kalma sonucu ölüm olarak tanımlanır. Boğulmanın, kuru ve yaş olmak üzere iki türü vardır. Yaş boğulmada kişinin solunum yollarına su girer ve dolaşım sistemi işlevini yapamaz hâle gelir. Daha nadir görülen kuru boğulmada ise solunum yolları spazma bağlı olarak kapanır. Boğulma vücutta nörolojik hasara yol açar. İyileşme; hızlı kurtarma ve resusitasyona (canlandırma uygulamasına) bağlıdır.
Çocuk boğulmaları genellikle çocukların erişkin gözetiminde olmamalarından kaynaklanır. Çocuklar sadece havuz, göl ve denizde değil aynı zamanda su birikintilerinde ve küvette de boğulabilir. Biraz yüzme bilen çocuklar kendi kapasitelerinin üstünde girişimlerde bulunabilir, yüzerken tehlikeli hareketler yapmaya çalışabilirler. Pek çok ülkede çocuk ve erişkinlerde yüzme öncesi alkol alımı boğulmanın en sık nedenidir. Can yeleklerinin kullanılmaması, bot, kano ve yat kazaları da boğulma ile ilişkili bulunmuştur.
Tüm boğulmalarda ölüm oranı yüz binde 8,4 civarındadır. Boğulma istatistikleri kazara boğulmaların yanı sıra, intihar ve cinayetleri de kapsar.
Erkekler ve çocuklar boğulma istatistiklerinde ön sıralarda yer almaktadır.
Boğulma, 5-14 yaş grubu çocuklarda 4. en sık ölüm nedeni iken, 5 yaş altı grupta 11. sıraya gerilemektedir. Erkeklerdeki yüksek riskin nedeni yaşam tarzına ve mesleki aruziyete bağlanmıştır. 15-44 yaş grubunda boğulma, ölüm sebepleri arasında 10. sırada yer almaktadır. Alkol kullanımı;
ABD’deki gençler ve erişkinler arasında su ile ilişkili ölümlerin %25-50’sinden sorumlu tutulmaktadır.
Korunma:
Çocuk ve erişkinlere yüzme öğretilmesi boğulmadan korunmada en önemli yöntemdir. Ayrıca, yüzme esnasında karşılaşılabilecek çeşitli risklere karşı eğitim verilmesi de boğulma riskini azaltma açısından önemlidir.
Diğer önlemler şöyle sıralanabilir:
Fluorozis
İçme suyu ile aşırı miktarda flor alınması, diş ve kemikleri etkileyen fluorozise neden olabilir. DSÖ, florun 1,5 mg/L düzeyine kadar olan miktarlarını kabul edilebilir bulmuştur. Orta derecedeki miktarlar dişler üzerinde (dental) olumsuz etkiler oluştururken, uzun süre yüksek miktarlarda flor alınmDevamını oku
İçme suyu ile aşırı miktarda flor alınması, diş ve kemikleri etkileyen fluorozise neden olabilir. DSÖ, florun 1,5 mg/L düzeyine kadar olan miktarlarını kabul edilebilir bulmuştur. Orta derecedeki miktarlar dişler üzerinde (dental) olumsuz etkiler oluştururken, uzun süre yüksek miktarlarda flor alınması potansiyel olarak ağır iskelet problemlerine yol açabilir. Paradoksik olarak, düşük miktarlarda flor alımının dental taşıyıcılığı önlediği tespit edilmiştir. Klinik dental fluorozis, dişlerde boyanma ve noktalanma ile karakterizedir. Benzer şekilde, düşük proteinli diyet, malnutrisyon, vitamin A ve D eksikliği gibi durumlarda da dişlerde enemal opasiteler görülebilir.
Ancak, 6 yaşından sonraki flor maruziyetleri dental fluorozise yol açmaz. İskelet fluorozisinde flor, uzun vadede ilerleyici tarzda kemiklerde birikir. İskelet fluorozisinin erken belirtileri, eklemlerde ağrı ve hareket kısıtlılığıdır. Ağır olgularda kemik yapısı değişebilir, ligamentler kalsifiye olabilir ve ağrılar ortaya çıkar.
Akut yüksek doz flor maruziyeti ani karın ağrısı, aşırıtükürük salgılanması, bulantı ve kusmaya neden olabilir; nöbetler ve kas spazmları da görülebilir.
Fluorozisten etkilenen insanlar için genellikle birden fazla klor kaynağına maruziyet (besinler, su, endüstriyel atık gazlar, aşırı miktarda diş macunu kullanımı) söz konusudur. Sudaki flor çoğunlukla jeolojik orijinlidir.
Yüksek düzeyde flor içeren sular, genellikle yüksek dağların eteklerinde ve denizin jeolojik birikim yaptığı yerlerde bulunur.
Korunma:
İçme suyundan aşırı florun arındırılması pahalı ve zordur. Bu nedenle tercih edilen yöntem, kabul edilebilir flor düzeyine sahip güvenli su kaynaklarının bulunmasıdır. Güvenli suyun bulunamaması durumunda defloridasyon işlemine başvurulabilir. Anne sütündeki flor miktarı düşük olduğundan, annelerin bebeklerini anne sütü ile beslemeleri konusunda bilgilendirilmeleri de bir diğer korunma yöntemidir.
Daha az görAnemi
Anemi, kırmızı kan hücrelerinin sayı ve/veya fonksiyonca yetersizliğine bağlı olarak dokulara yeterli oksijen taşınmadığı bir durumdur. Anemiye en duyarlı kişiler çocuklar ve hamile kadınlardır. Ağır anemilerde yorgunluk, halsizlik ve baş dönmesi görülür; cilt, dudaklar, dil, tırnak yatakları ve gözDevamını oku
Anemi, kırmızı kan hücrelerinin sayı ve/veya fonksiyonca yetersizliğine bağlı olarak dokulara yeterli oksijen taşınmadığı bir durumdur. Anemiye en duyarlı kişiler çocuklar ve hamile kadınlardır. Ağır anemilerde yorgunluk, halsizlik ve baş dönmesi görülür; cilt, dudaklar, dil, tırnak yatakları ve göz altları soluktur.
Tedavi edilmezse kronik hastalıklara zemin hazırlar; anemik hamile annelerin bebeklerinde gelişme geriliği; bebek ve çocuklarda enfeksiyon riskinde artış, kognitif fonksiyonların (düşünce, dikkat, zeka, algılama, vb.) gelişmesinde gecikme ve tüm hasta gruplarında fiziksel kapasitede azalma ortaya çıkar.
Düşük doğum ağırlıklı bebekler, küçük çocuklar ve genç bayanlar anemi açısından risk altındadır. Hamile kalabilecek yaştaki genç kadınların demir ihtiyacı, daha yaşlı kadınlar ve erkeklere göre 2-3 kat daha fazladır.
Beslenme faktörlerinden anemiye en sık yol açanı demir eksikliğidir. Tek düze ve demir emilimini engelleyen maddelerle (fitatlar) beslenme, gıdalarla alınan demirin kullanılmasına ve demir eksikliğine neden olur.
Demir eksikliğinin yanı sıra hijyen, sanitasyon, temiz su sağlanamaması gibi pek çok etmene bağlı olarak gelişen enfeksiyonlar (şistosomiazis, sıtma, kıl kurdu enfestasyonu) da anemiye yol açar. Sıtma aneminin önemli bir nedenidir. Dünya üzerinde 300-500 milyon insanı etkilemektedir.
Endemik olduğu bölgelerde anemi olgularının yaklaşık olarak yarısından sorumludur (DSÖ 2000). Ayrıca; yaklaşık 44 milyon hamile kadın kıl kurdu ile 20 milyon insan ise şistosomiazis ile enfektedir. Suyla ilişkili anemiler, malnutrisyon ve su kaynaklı enfeksiyonlar sonucu gelişmektedir.
DSÖ verilerine göre dünyada 2 milyar insan anemiktir. Anne ölümlerinin %20’sinden sorumlu tutulan anemi olgularının %90’ı gelişmekte olan ülkelerdedir. Anemi pek çok tetikleyici faktöre bağlı olarak ortaya çıkabileceğinden, anemiye yol açan nedeni (besin – folik asit, vitamin A, vitamin B12 eksikliği) bulup, tedavi etmek önemlidir.
Anne sütü ile beslenmenin desteklenmesi ve uygun gıdaların alınması anemiyi kontrolde önemlidir. Ayrıca su kaynaklarının temizlenmesi ve hijyeni, özellikle sıtma ve şistosomiazisin yaygın olduğu yerlerde aneminin önlenmesi açısından çok önemlidir.
Daha az gör