SU KİRLİLİĞİ

Su, moleküllerinden yapılmış ve her su molekülü iki hidrojen atomu ile bir oksijen atomundan meydana gelmiştir. Özellikleri itibari ile kokusuz, renksiz, saydam bir sıvıdır. Su, tüm canlılar için hayatın devamında ya da durmasında fonksiyonu olan temel unsurlardan biridir.

Dünyanın 3/4’ünün sularla kaplı olduğu, tüm canlı varlıklarda ağırlığın ortalama %75’inin sudan oluştuğu bilinmektedir. Buradan bir canlı hayatının susuz düşünülemeyeceğini söylemek gayet mümkündür.

Ülkemizde mevcut 112 milyar m³ kullanılabilir su kaynağından yararlanma oranı yaklaşık %39 olup, bu kaynağın 32 milyar m³’ü (%74) sulamada, 7 milyar m³’ü (%15) içme ve kullanmada, 5 milyar m³’ü (%11) sanayide kullanılmaktadır. Ülkemiz, 2013 yılı itibarıyla kişi başına düşen yaklaşık 1.500 m³ kullanılabilir su miktarı ile su kısıtı bulunan ülkeler arasında yer almaktadır.

2030 yılında kişi başına 1.100 m³ kullanılabilir su miktarıyla Türkiye, su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna gelebilecektir. Su kaynaklarının korunması ve talebin en yüksek olduğu tarım sektörü başta olmak üzere sürdürülebilir kullanımını sağlayacak bir yönetim sisteminin geliştirilmesi temel amaçtır.

Su Tüketiminin Sektörel Dağılımı

Su Tüketiminin Sektörel Dağılımı

Su kirliliği, istenmeyen zararlı maddelerin, suyun niteliğini ölçülebilecek oranda bozmalarını sağlayacak miktar ve yoğunlukta suya karışma olayıdır. Konutlar, endüstri kuruluşları, termik santraller, gübreler, kimyasal mücadele ilaçları (pestisitler), sanayi atık suları su kirliliğini meydana getiren başlıca kaynaklardır. Bunların hepsi doğrudan doğruya veya dolaylı olarak canlı ve cansız varlıklara zarar vermektedir.

Su kirliliği

Suların kirlenmesine karşı alınabilecek önlemler

Suyun yaşamın devamı açısından ne denli önemli bir kaynak olduğu bilinciyle bizden sonra gelecek kuşaklara sağlıklı içme suyu ve yaşanabilir bir çevre bırakmamız gerektiği konusunda büyük görev düşmektedir.

  • Sanayi ve evsel atıklar arıtılmadan sulara bırakılmamalıdır.
  • Çözünmeyen kalıcı deterjanların kullanımı önlenmelidir.
  • Kentler su kaynaklarından uzağa kurulmalıdır. Her yerleşim birimine kanalizasyon kurulmalıdır.
  • Kanalizasyon atıkların içme kullanma sularına karışmaması için önlemler alınmalıdır.
  • Tarımda kullanılan gübrelerin ve ilaçların sulara karışması önlenmelidir. Erozyonu önlemek için tedbirler alınmalı, ormanlar korunmalıdır.
  1. Suya olan ihtiyacımız her geçen gün daha da artmakta. Lütfen suyumuza sahip çıkalım, gerektiğinden fazla kullanmayalım.