Bor bileşikleri cam, sabun, deterjan, kozmetik, ilaç, pestisit ve yapay gübre yapımında ve alev yavaşlatıcı olarak kullanılabilmektedir.
Bor öncelikli olarak, borat ve borosilikat içeren kayalar ve topraklardan süzülme gibi doğal yollarla yeraltı sularında görülebilmektedir. Bor, Doğu Avrupa’daki su kaynaklarında 20 mg/L konsantrasyonlara kadar görülebilmekte iken, dünya bor rezervleri açısından ilk sırada yer alan Türkiye’nin boraks madenlerinin yoğun olduğu bir bölgede (Kütahya, Hisarcık köyü civarı) bor konsantrasyonları 2-29 mg/L değerleri arasında ölçülmüştür.
Yerüstü sularında borat konsantrasyonu daha çok atık su deşarjlarından kaynaklanmakta olup, ev temizlik ürünleri sebebiyle oluşan bu durum, kullanımın azalmasına bağlı olarak su kaynaklarında görülme oranlarını da düşürmektedir.
İçme suyu kaynaklarındaki bor konsantrasyonları çevrenin jeolojisi ve atık su deşarjlarına bağlı olarak değişiklik göstermekle birlikte, içme suyundaki konsantrasyonu genel olarak 0,5 mg/L’nin altındadır (WHO, 2011, s.323).
Sağlık üzerine etkileri
Borun toksik etkisi yetişkinlerde baş ağrısı, kusma, ishal, heyecan ve depresyon; çocuklarda ise daha çok havale, kanama gibi beyin zarı tahribi etkileri görülür, parmak uçlarında görülen pembe renk, bor ile zehirlenmeye işaret eden karakteristik görünüşlerdir.
İçme sularının yüksek oranda bor minerali içermesi, sindirim sisteminde bazı rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Karaciğerde büyüme ve şişmeye, sinir sisteminden kaynaklanan benzeri sorunlara yol açmaktadır.
Arıtma Yöntemleri
Koagülasyon, çöktürme ve filtrasyon gibi konvansiyonel yöntemler ile etkili bir bor giderimi mümkün değildir. Demir ve alüminyum koagülantları ile giderim yapılamazken, sodyum alüminat ve kireçle % 90 giderim sağlamak mümkündür (WHO, 2009, s.12).
Kil ve metal oksitlerle adsorpsiyon gibi alternatif yöntemler ile % 90 giderim, aktif karbonla ise pH 8-9’da ve giriş konsantrasyonu 5 mg/L olan bir suda % 60 civarında giderim sağlanabilir (WHO, 2009, s.13). Ancak granüler karbonun kapasitesi, diğer iyonların varlığında oldukça düşebilmekte ve bu da granüler aktif karbonla giderimin elverişsiz bir yöntem olmasına neden olmaktadır.
pH 5,5-8’de 50 mg/L giriş konsantrasyonunun bora özgü iyon değiştirici reçinelerle çıkış suyu kalitesi <1 µg/L’ye kadar düşürülebilir. Ters ozmosla bor giderimi konusunda yapılan bir çalışmada giderimlerin % 43 ve % 78 arasında değiştiği, deniz suyunun arıtıldığı başka bir çalışmada ise ters ozmos tesisinin % 78- 92 giderim verimine sahip olduğu tespit edilmiştir (WHO, 2009, s.13).
Yorum yap