Sülfürik asitin tuz ya da ester hali olup, element sülfürün en çok üretilen kimyasal formudur. Doğal olarak pek çok mineralde bulunur. Sülfatlar ve sülfürik asit ürünleri gübre, kimyasal, boya, cam, kâğıt, sabun, tekstil, fungusit, insektisit ve ilaç yapımı ile madencilikte, odun hamurunda, metal ve kaplama endüstrilerinde, atık su arıtımında ve deri işlemede kullanılmaktadır.
Su kaynaklarında dünya çapında su izleme istasyonları ile yapılan ve 1990 yılında yayımlanan bir çalışmada, sülfatın tatlı sulardaki tipik değeri 20 mg/L olduğu, nehirler de 0-630 mg/L arasında, göllerde 2-250 mg/L arasında ve yeraltı sularında 0-230 mg/L arasında değişen konsantrasyonlarda olduğu tespit edilmiştir (WHO, 2004b,s. 2).
İçme sularındaki sülfat seviyelerinin, arıtma çıkışında kaynaktaki seviyelerin üstüne çıkması mümkündür. İçme suyu arıtımında kullanılan kimyasallar (alüminyum sülfat vs.) sebebiyle Kanada’nın Ontario eyaletinde kaynakta 12,5 mg/L ölçülen sülfat konsantrasyonu, arıtma çıkışında 22,5 mg/L ölçülmüştür (WHO, 2004b, s. 2).
Sülfatın tat eşiği, sülfat tuzu olarak 250 mg/L olarak verilebilir (WHO, 2004b, s. 6). Anoksik koşullarda, sülfat indirgeyen bakteriler tarafından sülfat sülfite indirgenir ve hidrojen sülfit oluşumuna bağlı olarak istenmeyen tat ve kokunun yanı sıra şebekede korozyona artışına sebep olabilir (NHMRC, 2014, s. 1019).
Sülfatın Sağlık üzerine etkileri
Sülfatın sağlık üzerine olan etkilerinin belirlenmesi için yapılan çalışmalarda, farklı bölgelerdeki sülfat seviyelerinin insan sağlığı açısından oluşturduğu etkilerin çeşitliliği sebebiyle, belirli bir akut maruziyete tepki dozu henüz belirlenememiştir.
Ancak yüksek sülfat seviyelerinde (600 mg/L ve üzeri için) sülfatın ishal etkisinin olduğu bilinmektedir. Bu nedenle 500 mg/L ve üzerine çıkan sülfat seviyelerinin içme suyu kaynaklarında tespit edilmesi halinde, sağlık yetkililerinin bilgilendirilmesi önerilmektedir (WHO, 2011, s. 419).
Yüksek sülfat seviyelerine uzun süreli maruziyette, insanların zamanla adaptasyon gösterdiği tespit edilmiştir (USEPA, 1999, s. 2). Bu nedenle yüksek sülfat seviyelerinde gösterilen olumsuz belirtilerin yerel halk dışında, düşük sülfat seviyelerine alışık olan turist, geçici misafir ya da yeni taşınan sakinlerde görülmesi daha muhtemeldir.
Bir başka ihtimal ise içme suyu kaynağının değiştirilmesi ya da sülfat değerleri yüksek yeni kaynakların ilavesi neticesinde benzer etkilerin görülmesi söz konusu olabilir.
Sülfat Arıtma yöntemleri
Pek çok sülfat tuzu suda oldukça çözünebilir olması sebebiyle konvansiyonel yöntemlerle giderilemez. Nanofiltrasyon, ters ozmos ve elektrodiyaliz gibi membran prosesleri ile ya da iyon değişimi yöntemi ile giderimi mümkündür.
Ters ozmos prosesinde kalsiyum sülfat, kalsiyum karbonatla birlikte tıkanma problemlerine sebep olabilir. Bu durumda ters ozmos öncesi yumuşatma işlemi uygulanabilir.
İçme suyu arıtımında alüminyum sülfatın kullanılması durumunda, su kaynağındaki konsantrasyonlara ilave olarak 20-50 mg/L arasında çıkış suyundaki konsantrasyonlarında artış görülebilir. Sülfat aynı zamanda dezenfeksiyon verimini de etkileyebilir. Bakiye klorun tutulması ile dezenfeksiyon verimini düşürebilir.
Yorum yap