Sağlığın Temeli Vücut ph Dengesi
Şimdiye kadar beslenme alışkanlıklarınızı, hayvani et içermeyen taze sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenmeye sistemine çevirmeyi denediniz mi? Muhakkak ki yemek yeme alışkanlığını değiştirmek kolay değildir. Ama, bütün zorluklara rağmen, bitkisel beslenmenin fizyolojik bir gereksinme olduğunu iş işten geçmeden farkına varmamız şarttır.
Beslenmemizin pH derecelendirilmesi 1 ila 14 arasındadır. En yüksek asidite derecesi (1), en yüksek alkalite derecesi ise (14) dür
Vücut kimyamızın sağlıklı olabilmesi için vücut pH ‘ının (7,4) gibi çok hassas bir sınır içinde olması gerekmektedir. Bu hassas dengeyi koruyarak fiziksel, duygusal ve zihinsel bütün vücut fonksiyonlarımızın sağlıklı işlemesi sağlayabiliriz.
İyi bir sindirim için mide çevresi asitik olması gerekirken, bağırsakların çevresi ideal olarak alkali olmalıdır. Ancak modern yaşamda uygulanan sağlıksız beslenme nedeniyle bağırsaklar olması gerektiğinden çok daha fazla asitik olmakta, böylece zararlı parazit ve bakterilerle dolu sağlıksız bir bir bünye oluşturmaktayız.
Seçimimiz hangi yönde olacaktır? Toksik, asitik, anaerobik (oksijensiz), parazit dolu, sistemik olarak hastalıklara yatkın bir bünye mi? Yoksa, Alkali, bol oksijenli hücreler içeren, son derece güçlü, bir çok hastalıkla mücadele edebilecek kapasitede bir bünye mi?
Alkali formdaki mineraller 5 adettir. Bunlar:
Kalsiyum, Potasyum, Sodyum, Magnezyum ve Demir mineralleridir.
* İnsan vücudu homeostazi (organizma iç ortamında normal değerlerin korunması hali) fonksiyonuna bağlı olarak vücut sıvısını pH 7,365 seviyesinde tutmaya çalışır.
* Buna bağlı olarak, vücut her bir organın da dengesini korumaya çalışır ve bunun için pankreastaki pH 8,8 seviyesindeki en yüksek pH değerine sahip alkali vücut sıvısını kullanır. Diğer yandan ise vücuttaki asidik oluşum sürekli olarak vücudun kendini koruma işlevini zayıflatmaktadır. Tüm bunlar olurken görünürde hiç bir hastalık belirtisi olmaz.
* Alkali hidrojene su içmek vücutta fiziksel olarak oluşan asidikliği engelleyerek yaşlılık hastalıklarından korur ve vücudun homeostazi fonksiyonunu destekler.
Su İçmenin Faydaları
Su içmenin sağladığı baş döndürücü bazı gerçeklere de sahip faydaları şu şekilde listeleyebiliriz;
- Su içmek enerjinizi arttırır ve yorgun yaşamanızı engeller: Beynimizin çoğu su olduğu için, su içmek daha çok düşünmemize daha iyi konsantre olmamıza ve reflekslerimizi daha iyi kontrol etmemize yarıyor. Ayrıca enerjimizi de büyük ölçüde çoğaltıyor.
- Su içmek zayıflatır: Su içmek, özellikle yemek yerken sindirimi hızlandırdığı için yediklerinizi çabuk yakmanızı sağlar, bu sayede zayıflamanıza yardımcı olur.
- Su içmek yaşlanmayı geciktirir: Su içmek cildi besler, kırışıklıkları önleyerek gençliğinizi korumanızı sağlar
- Su tüketimi vücudunuzu güçlendirir: Su içmek eklem ve kasların daha elastik ve sağlıklı olmasını sağlıyor. Bu da yersiz kramp, ağrı ve incinmeleri ortadan kaldırır.
- Su içmek baş ağrısı yaşama ihtimalinizi düşürür: Baş ağrılarının en büyük nedenlerinden birisi Dehidrasyon yani su kaybıdır. Düzenli su içerek vücudunuzda ki su oranını korumanız baş ağrılarıyla karşılaşma ihtimalinizi düşürür.
Su Arıtma Cihazları Nasıl Çalışır ?
Su arıtma sistemlerinin çalışma mantığını merak ediyor musunuz ? Su arıtma cihazları pek çok farklı filtre ve ekipmana sahiptir. Bu filtreler suyu süzme ve yabancı maddelerden ayrıştırma işlevini gerine getirmektedir. Şebeke suyu bu filtrelerden geçerek içerisindeki zararlı maddelerden temizlenir ve sizin kullanımınıza sunulur.
Luxplus Su Arıtma Cihazı
Su arıtma cihazları en basit haliyle bir filtre düzeneğidir. Su, bu filtrelerden geçerken her filtrenin kendine has tasarımıyla yabancı maddelerden ayrıştırılır ve bir sonraki filtreye geçer. En son filtrede sudaki en küçük maddeleri (bakteri, virüs ve diğer küçük maddeler) bile ayrıştırılarak size tertemiz bir su sunulur.
Bu filtre aşamaları şunlardır;
- Mikro Filtreleme(Tortu Filtresi): Bu aşamada sudaki çamur, pas gibi maddeler temizlenir ve su tortularından arındırılır.
- Blok Filtre: Bu filtre sudaki kötü tat ve kokuya sebep olan klor gibi maddeleri süzmekte ve ayrıştırmaktadır.
- Granül Filtre: Blok filtrede olduğu gibi ikinci bir ön arıtma aşamasıdır. Aynı şekilde klor ve diğer kimyasallar bu aşamada bir kez daha ayrıştırılarak tamamen ortadan kaldırılır.
- Membran Filtre: Membranlara gelen su moleküler düzeyde deliklere sahip gözeneklerden geçerek tamamen süzülür. Basınç ile bu membrandan geçmeye zorlanan suda bulunan ve milimetrenin milyonda biri boyutuna kadar olan maddeler tamamen ortadan kaldırılır. Bu aşamada sudaki tüm bakteri ve virüsler sudan ayrıştırılır.
- Son Aşama: Su arıtma cihazı, bu aşamada sisteme giren neredeyse tamamen saf olan suyu doğal mineraller ile doğal kaynak seviyesine getirir ve tadını iyileştirir. Bu aşamadan sonra elde edilen su tamamen doğal, temiz ve içilebilir bir sudur
Damacana suların zararları nelerdir ?
Ev ve iş yerlerimizde kullandığımız damacana içme suları bir çok sağlık sorunuyla beraber gelir. Çoğu zaman damacana suları işlenmiş ve memba sularından oluşur. Bu nedenle bu suların hangi şartlarda işlendiği ve depolandığı konusu çok fazla dikkat çekmektedir.
Son zamanlarda sıkça haberlere de damacana suyun sağlık riski taşıması konu olur. Bu konuda dmacana sularının kullanımında zararlı olan 3 temel riskten bahsedebiliriz. Bu 3 risk şunlardır;
- Damacana su pompalarından kaynaklanabilecek bakteri riski: Damacanalarda kullanılan su pompası kullandığı pompalama sistemi açısından havayla teması olan ve nemli bir ortama sebep olur. Bu ortamlar da bakterlerin yaşamasına uygun bir ortamdır. Bunun için damacana pompalarının klorlu suyla temizlenmesi ve yılda bir değiştirilmesi gibi çeşitli önlemler alınabilir fakat bu riskleri hiçbir zaman tam anlamıyla önlemez.
- Ham maddeden kaynaklanabilecek riskler: Damacanalarda ham madde olarak kullanılan kimyasallar sonucunda “fosgen” adı verilen zehirli bir gaz çıkar. Fosgen, kimyasal kirliliğe neden olarak sağlığı büyük ölçüde tehdit eder. Damacananın gerek taşınırken gerekse ev içerisinde güneşe maruz kalmaları durumunda da bu zehirli kimyasallar suyun içine geçebilir.
- Damacananın üretim koşulları ve depolaması: Bu risk damacana su üreten firmaların dikkatsiz/özensiz davranışları sonucunda oluşabilecek büyük bir risktir. İşlenmiş suların hijyenik olmayan şartlarda üretilmesi veya memba sularının yine sağlık için risk oluşturacak koşullarda damacanalara depolanması, bu sularda bakteri üremesine neden olabilir. Ayrıca dönüşümlü olarak kullanılan damacanalarda yeterince temizlenmemiş olabileceği riski de büyük bir sağlık tehditi olarak sayılabilir
Arıtma Suyun Çaya Kattığı Lezzet
Çay demlemek bir sanattır. Kullandığınız çaydanlığın, aldığınız çayın markasının etkisi oldukça önemli iken; asıl önem teşkil eden nokta çay demlemek için kullandığınız sudur. Ne kadar çayı çay yapar diye zannetsek de aslında çayı çay yapan kullandığımız sudur. Suyun içindeki mineraller, suyun pH değeri, suyun taze ve yumuşak olması kısacası; arıtma suyun çaya kattığı lezzet ile çay içme keyfinin doruklarına ulaşabilirsiniz.
Taze dağ suyu ve iyi kalite şişelenmiş kaynak suyu bir yana, filtrelenmiş musluk suyu genellikle çay demlemek için en iyi seçenektir.
Çay için en iyi su, pH değeri 7 üstü olandır. Ve lezzette nötr olmalıdır. Kullandığımız su, milyon başına 30 parça (PPM) veya daha düşük bir Toplam Çözünmüş Katı Madde (TDS) içeriğine sahip olmalıdır.Bu sayede çay ekşi ya da acı olmayacaktır.
Çay Makinesi Filtrasyon sistemi; suyun içinde çözünmüş olarak bulunabilen kurşun, cıva, nitrat, arsenik, bakır gibi ağır metalleri kist önleyici karbon filtre ile zararlı maddelerin filtreden geçmesini engeller. Anti-bakteriyel seramik filtre ile de bakteri ve kireç gibi farklı kimyasallar ya da kirleticileri filtreler.Filtrasyon sistemi virüs ve bakterileri %99,99 oranında engeller.Sahip olunan kazan tortu pas önleyici özelliğine sahip olduğundan çay makinelerini kireçten ve zararlı etmenlerden korur. Tüm bu Çay Makinesi Filtrasyon Sisteminden sonra sert su ihtiyaç duyulan yumuşak su haline gelir ve kaliteli çay lezzetini elde ederiz.
Su kötü olduğunda en iyi çay yaprakları bile kötü çay üretir.Kullanılan suyun mineral ve oksijen oranı ne kadar zengin olursa, çay da o kadar lezzetli olacaktır.
Arıtma su ile yapılan çayda, çayın lezzeti artacak ve koruduğu doğal mineraller nedeniile de su çok yumuşak olacaktır.
Çay demleme konusunda 2 yöntem vardır. Biri çayı kaynayan suyun içine döküp demleme ve diğer yöntem ise; çayın üstüne kaynayan suyu döküp demlemedir. Hala hangi yöntemin çay demleme konusunda en iyi yöntem olduğu tartışılsa da çay demlemenin asıl püf noktası arıtma su ile elde edişmiş alkali sudan geçmektedir.
Musluk suyunu su olarak içmiyorsanız, çay olarak da demleyin! Tavşankanı dediğimiz rengi net, bulanık hale gelmemiş, tadına doyum olmayacak çay içmek istiyorsanız arıtma su kullanın.
En İyi Su Arıtma Cihazı Hangisi?
“En iyi su arıtma cihazı hangisi?” sorusu evine, ofisine, işyerine su arıtma cihazı almak isteyen kişiler için akıllarını meşgul eden, kişileri günlerce bu soruyla tedirgin edip araştırma yaptırtan bir sorudur. Evde, iş yerinde kısaca alacağımız hangi yer olursa olsun, kullanım için en iyi su arıtma cihazını seçmek kolay bir iş değildir. Çünkü piyasada bir dizi su arıtıcısı markası ve modeli bulunmaktadır. İnternet üzerinde, sosyal medyada, TV’lerde, dergilerde ve gazetelerde her gün birçok reklam karşımıza çıkar. Tüm bu su arıtıcı markaları size saf, kaliteli, sağlıklı içme suyu vermeyi garanti eder ve kullanacağımız her alan için en iyi su arıtma cihazı hangisi konusunda daha fazla karışıklığa neden olur.
Doğru su arıtıma cihazının seçilmesi, ailenizin, iş yeri çalışanlarınızın sağlığını ve refahını doğrudan etkileyebileceğinden önemlidir. Herkes alkali su içmenin faydalarını bilir. Nihai kararınızı vermeden önce, listeye aldığınız su arıtma cihazı marka ve modelleri hakkında kapsamlı bir araştırma yapın.
En İyi Su Arıtma Cihazı Hangisi ve Su Arıtma Cihazı Alırken Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?
“En iyi su arıtma cihazı hangisi?” sorusuna yanıt ararken ilk önce su arıtma cihazı alırken kontrol etmeniz gereken temel faktörleri bilmek gerekir.
RO (Reverse Osmosis) Su Arıtma Sistemleri:
RO su arıtma sistemleri, ağır metaller, kimyasallar ve çözülmüş tuzlar gibi sudan çözünmüş tüm bu bileşenleri giderebilir. RO su arıtıcıları, ters ozmoz teknolojisini kullanır; burada su, yarı geçirgen bir membran içerisinden geçirilerek çözünmüş kirlilikleri giderir. Küçük gözenek boyutu (yaklaşık 0.0005 mikron) RO membranı, yalnızca su moleküllerinin geçmesine ve diğer kirleticileri reddetmesine izin verir. Bölgenizdeki TDS su seviyesi yüksekse, RO su arıtma sistemleri ekipmanlarına sahip su arıtma cihazlarını almak sizin için en iyi seçenek olacaktır.
UV (Ultra Violet) Arındırıcılar:
Bu tip temizleyiciler, mikropları, bakterileri, virüsleri ve diğer mikropları öldürmek için ultraviyole filtrasyon işlemi kullanmaktadır. Proses, sudaki mikroorganizmaları etkili bir şekilde öldürür. Bununla birlikte, UV filtrasyonu çözünmüş saf olmayan maddeleri sudan uzaklaştırmaz. Eğer bölgenizin suyunda herhangi bir çözünmüş saf olmayan madde bulunmuyorsa UV arıtıcıyı seçebilirsiniz. Bu işlem, elektrikli su arıtıcılarının mikroorganizmaları öldürmek için UV lamba kullanmasını gerektirir.
UF (Ultra filtreleme) Arındırıcılar:
UF su arıtıcıları, mikropları ve bakterileri sudan çıkarır. UF temizleyicileri, suyu arındıran bir ultrafiltrasyon membranı ile birlikte gelir. UF zarının gözenek boyutu RO zarından daha büyük ancak herhangi bir bakteri, virüs ve mikropların geçmesine izin vermiyor. Filtreleme işlemi elektrik gerektirmez. Bununla birlikte, UF Filtreleri çözünmüş tuzları ve ağır metalleri sudan uzaklaştırmaz.
TDS İçme Suyu Seviyesi:
Birçok kişi ” sudaki TDS düzeyi nedir ve nasıl hesaplanır?” konusunda habersizdir. Su, birçok çözünmüş tuz içerir, bu da içmeden önce uzaklaştırılması gereken yabancı maddelerdir. TDS seviyeleri, suda bulunan kurşun, arsenik, cıva gibi çözünmüş tuzların ve ağır metallerin miktarını ölçer.
Sudaki TDS seviyesini nasıl kontrol ediyorsunuz sorusuna gelirsek ise; içme suyunun TDS seviyesinin ölçülmesine yardımcı olan TDS metre mevcuttur. Sudaki TDS seviyesine bağlı olarak eviniz için uygun su arıtma cihazını seçebilirsiniz.
Depolama:
Sık sık elektrik kesintileri yaşanan bir bölgede yaşıyorsanız, daha yüksek depolama kapasitesine sahip bir su arıtıcısı seçmeniz gerekir. Yüksek bir depolama kapasitesine sahip bir su arıtma cihazı, elektrik yokluğunda bile güvenli ve temiz suya erişmenizi sağlar. İdeal en iyi su arıtıcısının 7-8 litrelik bir depolama kapasitesi vardır.
Kurulum ve Garanti:
Genel olarak, tanınmış tüm markalar ücretsiz kurulum ve bir yıl garanti sunar. Su arıtıcısını satın almadan önce garanti ve kurulum detaylarını kontrol etmeniz gerekir. Bunun nedeni, kurulum işlemi için ekstra bir miktar talep edebilecek çok sayıda şirket olmasıdır. Kurulum ve garanti en iyi su arıtma cihazları hangisi araştırmanız için oldukça önemlidir.
Bakım ve Satış Sonrası Servis:
En iyi su arıtıcısını seçmeden önce, bakım maliyetini kontrol etmek çok önemlidir. Su arıtıcıların sorunsuz çalışması için 3-4 ay sonra düzenli bakıma ihtiyaçları vardır. Sonuç olarak, seçtiğiniz markanın sağladığı satış sonrası hizmetlerin kalitesini kontrol etmek gereklidir. Mükemmel müşteri desteği sunan güvenilir bir su arıtma markasına her zaman başvurun.
Su arıtma cihazı alırken temel faktörleri bilmek sizi en iyi su arıtma cihazını almaya yönlendirecektir. Böylece en iyi su arıtma cihazı hangisi diye araştırma yaparken bu bilgileri kullanabilirsiniz.
Evde Su Tasarrufu ve Su Arıtma Cihazları
Küresel ısınma ve kuraklığın had safhada gerçekleştiği bu günlerde evde bilinçli su tüketiminin hem yaşadığımız gezegene sağlayacağı katkı hem de ev ekonomimize sağlayacağı faydaları, evde su tüketimi ve ev ekonomimize sağlayacağı faydalardan söz edeceğimiz bu yazımızda sizlerle paylaşacağız.
Öncelikle bilmemiz gereken temel nokta evlerimizde suyu tam olarak ne için ve nerelerde harcadığımız olmalıdır. Yapılan araştırmalara göre ortalama suyun %35 banyoda, %30 tuvalette, %20 çamaşır ve bulaşık yıkamada, %10 yemek pişirme ve içme suyu ve %5 temizlik amacı ile kullanılmaktadır.
Küveti doldurarak yapacağınız bir banyo yerine duş almak daha az su harcamanıza yardımcı olacaktır. Bu durumdan kısaca bahsetmemiz gerekirse duş başlıklarını basınçlı şekilde püskürttüğü tazyikli su sayesinde 5-6 dakikada ortalama 50 litreye kadar daha fazla su tasarruf etmiş olduğunuzu söyleyebiliriz.
Su tüketimi konusunda bir diğer rekortmen mekanımız ise tuvalet. Her gün bir defa boş yere çekilen sifonun yıllık su gideri 1 tonu buluyor, bunu engellemek için tabi ki de gereksiz sifon çekmekten uzak durmalı gerekirse kullanıma özel seçenekleri olan 2 veya 3 kademeli sifonlardan tercih etmeliyiz.
Sağlığımızın olduğu kadar temizliğimizin de temel kaynağını oluşturan suyun yoğun kullanıldığı öteki alan ise çamaşır ve bulaşık makinelerimizdir. Eğer bir su arıtma sistemine sahipseniz makinelerinizin rezidansı başta olmak üzere diğer tüm mekanik aksamını kireç ve diğer zararlı maddelerden uzak tutarak ömrünü uzatabilirsiniz. Bu sayede çamaşır ve bulaşıklarınız tam ve istediğiniz şekilde temizlenir, aynı eşyaları tekrar yıkamak sorunundan kendinizi korumuş olursunuz. Ayrıca kireçten koruduğunuz makinanız daha yüksek performansta çalışacak ve boş yere su israfına sebep olmayacaktır.
Boşa kaybettiğimiz suyun temel noktalarından birisi de doğru kapanmayan ve tesisat olarak sorunlu musluklardan akan sular olduğunu söyleyebiliriz. Suyun boşa kaybını önlemenin en kesin çözümlerinden biri dairemiz veya evimizdeki su sisteminin profesyonellerce doğru bir sisteme dayalı şekilde dizayn edildiğinden emin olmaktır. Gerektiğinde bu iş için kısa vadede yapacağımız masraflardan kaçınmayarak uzun vadede bunu mislisiyle ev ekonomimize ve dünyamıza faydalı olacağını bilerek hareket etmeliyiz.
Bilinçli su tüketimi sayesinde azalan su kaynaklarımızı korumak için gerçekleştireceğiniz katılım, hem gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya miras bırakırkenev ekonominiz için yılda yüzlerce liraya varan ekonomik kayıpların önüne geçebilirsiniz.
En İyi Su Arıtma Cihazları Hangileri?
İdeal bir su arıtma cihazı aslında kullanıcı tercihlerine göre şekillenir bundan dolayı her kullanıcının su arıtma cihazından beklentileri farklılık arz edebilir. Bu yazıda genel manada en iyi su arıtma cihazını nasıl seçeceğinize dair bazı ipuçları sunacağız. Günümüzün en temel cihazlarından olan su arıtma cihazları, sağlıklı su tüketmek için tercih edilir ve pek çok çeşit markanın yer aldığı bu piyasada su arıtma cihazı seçerken elbette zorlanabilirsiniz. Ancak ideal bir su arıtma cihazının belli başlı temel özelliklere sahip olması beklenir.
En İyi Su Arıtma Cihazının Sahip Olması Gereken Özellikler
Belirtildiği üzere en iyi su arıtma cihazı, kullanıcı özelliklerine ve şartlarına göre değişiklik gösterebilir. Bunlar;
- Su basıncı düşük bir yerde oturuyorsanız, pompalı modelleri tercih etmelisiniz.
- Cihazınızı belirlerken cihazınızda kullanılan malzemelerin uluslararası kuruluşların (WQA, FDA, SDF) ve Sağlık Bakanlığının onayına sahip olmalı.
- Sırf fiyatına bakarak bir ürünü tercih etmek doğru değildir.
- Suyun kaliteli bir içim değeri taşıması için Ph değeri 7 ve üzeri olması gerekir.
- Su arıtma cihazının suyun mineral değerini bozmadan arıtma işlemini gerçekleştirmesine dikkat etmek gerekmektedir. Çünkü Ph değeri düşük olan ve faydalı minerallerden yoksun arıtılmış su, insan sağlığı için risk teşkil eder. Bunun için su arıtma cihazı araştırılırken cihazın filtreleme sistemi hakkında yeterli ve sağlıklı bilgiler almalısınız.
- İdeal bir filtreleme sitemi; kötü koku ve tat içermeyen, berrak, klor ve kireç içermeyen, dengeli bir mineral yapısına sahip, mikropları yok eden, ideal Ph değerine sahip bir su sağlamalıdır. Bunun için gerekli olan filtrelerin tamamı su arıtma cihazında yer almalı.
- Su arıtma cihazının servis ağının yaygın olması, aynı zamanda sorunsuz, hızlı ve etkin çözüm sunması büyük önem taşır.
Bütün bu hususlara dikkat ederek sizin için en ideal su arıtma cihazını tercih edebilir ve içme suyunuzu gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz.
Tezgâh altı su arıtma cihazı nedir?
Hayat kaynağı olan su, besin maddelerini ve oksijeni vücuda taşıyor. Bu yüzden kullandığımız suyun kaliteli ve temiz olması hayati bir önem arz ediyor. Özellikle içmek için kullanılan şebeke suyu, pek çok bölgede arıtılarak içilebiliyor. Bunun için çeşitli özelliklere sahip su arıtma cihazları kullanılıyor. Su arıtma cihazları, şebeke suyunun çeşitli işlemlerden geçirilerek temiz hale gelmesini sağlıyor. Kireçten, klordan ve diğer tüm zararlı kimyasal ve mikroorganizmalardan arındırılan su, sağlıklı bir nitelik kazanıyor. Genel itibariyle su arıtma cihazları, sağlık için faydalı mineralleri koruyarak zararlı kimyasalları ve diğer maddeleri filtreliyor.
Tezgah altı su arıtma cihazının farkları nelerdir?
Su artmak için birbirinden farklı arıtma cihazları kullanılıyor. Tezgâh üstü, tezgâh altı, sebil üstü tank tipi, su saatine monte edilebilen, musluğa monte edilebilen modeller farklı kullanıcı ihtiyaçlarına cevap veriyor. Su arıtma cihazları arasında kullanım özellikleri bakımından en çok tezgâh altı su arıtma cihazları tercih ediliyor. Tezgâh altı su arıtma cihazları, az yer kapladığı için genellikle mutfak tezgâhının altında kullanılıyor. Bu tip su arıtma cihazları, görsel olarak da kullanıcılar için büyük avantajlar sunuyor. Genellikle mutfakta kullanılan ve göz önünde yer almayan bu modeller, kullanıcıların mutfaktaki alanlarını daraltmıyor, görüntü kirliliğine neden olmuyor.
Az yer kaplayan tezgâh altı su arıtma cihazları çoğunlukla su tankı ve filtreler olmak üzere iki ana parçadan oluşur. Tezgâh altı su artıma cihazlarında yer alan filtreleme sistemi, suyu birkaç aşamanın ardından içilebilir kıvama getiriyor. Sağlık için zararlı olan maddeleri, içme suyundan ayrıştıran su arıtma sistemleri, aynı zamanda Ph dengesi ve mineral artırımı da sağlıyor. Bütün bunlara ilaveten tezgâh altı su arıtma cihazınızda kullanılan tüm malzemelerin WQA, FDA ve NSA gibi uluslararası kuruluşların kalite ve sağlık sertifikalarına sahip olmasına özen gösterin.
İÇME SUYU KALİTESİNİN İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMİ
İçme sularının sınıflandırılmasında kullanılan 40 adet parametre bulunmaktadır. Ancak, birçok işletme, genelde içme sularının standartlara uygunluğunu araştırırken, sadece 5-6 parametrenin analizini yaptırmakta ve bu parametrelerin sonucuna göre, içme suyu olarak kullanıma uygunluk raporu almaktadır. Ancak, içme sularında bulunmaması gereken diğer kimyasal parametrelerin analiz bedelleri çok pahalı olduğu için bu parametreler analiz edilmemektedir. Ancak, analizi yapılmayan bu parametreler insan sağlığına orta ve uzun vadede etki eden kimyasallardır. Bu kimyasalların birçoğunun, insan sağlığına kanserojen etki yarattığı bilinmektedir. Özellikle ağır metaller, organik maddeler, arsenik, siyanür, kurşun, civa, alüminyum v.b. kanserojen kimyasallar, orta ve uzun vadede insan sağlılığına olumsuz etki edebilmektedir.
Clean drinking water is poured from a jug into a round glass cup on a wooden table and a light green napkin close-up macro on a green nature outdoors background .
Günümüzde, “Ters Osmos Teknolojisi” kullanılarak bu kimyasalların güvenli bir şekilde giderilmesi mümkün olmaktadır. Kuyu suları, yüksek mineral konsantrasyonu içeren sulardır. Yer altı suları, toprak katmanlarından geçerken, toprağın içerdiği mineralleri içinde çözer. Bu nedenle, kuyu suları yüzey sularına göre daha fazla iyon ve mineral içerir. Ancak suyun içinde fazla miktarda iyon bulunması, suyun insan sağlığına zararlı iyonları barındırma riskini de artırmaktadır. Ayrıca, yüzey kaynaklı şebeke suları da iyon konsantrasyonu açısından daha yoksul olmasına rağmen, nihai kullanım noktasına gelene kadar kilometrelerce yol katetmekte ve şebeke dağıtım borularının içinde kirlenmektedir. İçme suları, insanın suyu doğrudan kullanımıdır. Yemek suyu, çay-kahve suyu, içme suyu sınıfına girer.
Şebeke suları ve kuyu suları kesinlikle, ön arıtmadan geçirilmeksizin kullanılmamalıdır. Bu nedenle, içme sularının kullanma suyundan çok daha ileri derecede arıtılmış olması gereklidir. İçme sularının ideal iletkenlik derecesi, 20 – 100 μs/cm’tir. Oysa, şebeke ve artezyen kuyu sularının iletkenlik derecesi 400 – 2000 μs/cm arasında değişim göstermektedir. Son yıllarda geliştirilen bir teknoloji olan ters osmos teknolojisi, içme suyu üretiminde en uygun teknoloji olarak yerini almıştır. Hatta, bir çok içme suyu üreticisi şirket, kurdukları içme suyu üretim tesislerinde Ters Osmos teknolojisini kullanmaktadır. Ters osmos teknolojileri ile üretilen içme sularının en büyük avantajı, ham su kaynağında bulunması muhtemel ve tespiti hassas analiz laboratuvarlarında bile kolaylıkla yapılamayan, birçok kirleticiyi %90-98 oranında gidermesidir. Ayrıca, üretilen içme suyu mineral ve iyon konsantrasyonu 10-20 mg/lt olarak gerçekleştiği için damak zevki hoş olan, son derece kaliteli bir su temin edilebilmektedir.