Bakır doğal su kaynaklarında, eğer metal içeren alanlarla temas söz konusu değil ise, genellikle düşük konsantrasyonlarda bulunmaktadır. Su kaynaklarında, kaya aşınması ya da endüstriyel kaynaklı olarak görülebilir. Arıtılmış içme suyunda ise bakır ve pirinç borulardan kaynaklanabilir.
1 mg/L üzerindeki konsantrasyonlarda çamaşır ve sıhhi tesisat gereçlerinde lekelenmelere (mavi/mavi-yeşil) sebep olabilir; 2,5 mg/L’yi aşan konsantrasyonlarda ise suya istenmeyen acı bir tat verir (WHO, 2011, s. 341). Daha yüksek konsantrasyonlarda (4-5 mg/L) suyun rengi de değişime uğrayabilmektedir.
Sağlık üzerine etkileri
Bakır; besin olarak gerekli bir element olup, eksikliğinde kansızlığa, iskelet bozukluklarına, sinir sistemi bozulmasına ve üreme anormalliklerine sebep olur.
Yüksek dozlarda bakır alımında ise, sindirim sistemi rahatsızlıkları (bulantıyla birlikte), karaciğer ve böbrek hasarları gibi etkilere sebep olabilir (AWWA, 2011, s. 2.37). WHO tarafından 2003 yılında insan sağlığı için tespit edilen sınır değer 2 mg/L’dir.
Arıtma Yöntemleri
Koagülasyon/filtrasyon, iyon değiştirme, kireçle yumuşatma, ters ozmos gibi arıtma prosesleri ile giderilmesi mümkündür. Bu yöntemlerin bakır giderim verimleri;
- Koagülasyon/filtrasyon: % 60-95
- İyon değişim: % 95
- Kireçle yumuşatma: % 90-96
- Ters ozmos: % 90-99
şeklinde sıralanabilir (De Zuane, 1997, s. 75).
Yorum yap