Flor; korozif, açık yeşilimsi sarı renkte, gaz halinde bulunan ve bilinen en reaktif ametal elementtir. Yüksek reaktivitesi sebebiyle element halinde değil florür bileşikleri şeklinde doğada yaygın olarak bulunur.
Florür genellikle, doğal kaynakların aşınması, gübre ve alüminyum fabrikalarından kaynaklanan deşarjlar nedeniyle su kaynaklarında görülebilir.
Yeraltı sularında 10 mg/L’ye kadar, hatta florür içeren minerallerce zengin alanlarda daha da yüksek konsantrasyonlarda görülebilmektedir (WHO, 2011, s. 370). Yerüstü sularında ise endüstriyel deşarjlar ya da florür konsantrasyonu yüksek yeraltı sularıyla etkileşim sebebiyle florür gözlenebilir.
Sağlık üzerine etkileri
Florürün, düşük konsantrasyonlarda (min. 0,5 mg/L) diş çürüklerine karşı korumada fayda sağladığı bilinmekle birlikte, insanlar için gerekli bir element olduğuna dair henüz kesin bir kanıt bulunmamaktadır.
Düşük konsantrasyonlarda diş çürüklerini engelleyen florür, yüksek konsantrasyonlarda (0,9-1,2 mg/L) diş florozisi, daha yüksek konsantrasyonlarda ise (3-6 mg/L) iskelet florozisi gibi rahatsızlıklara sebep olmaktadır (WHO, 2004, s. 5).
Florür için içme suyu limit değeri belirlenirken, diğer kaynaklardan (gıda veya hava) alınan florür miktarları da dikkate alınmalıdır. İçme suyu dışında başka kaynaklardan alınan florür miktarı 6 mg/gün değerini geçiyorsa, 1,5 mg/L olarak belirlenen içme suyu limit değeri yerel ölçekte daha düşük bir değer olarak belirlenmelidir (WHO, 2011, s. 373).
Arıtma Yöntemleri
Florür; koagülasyon (>% 50), aktif alum (>% 80) ve membran (>% 80) prosesleri ile arıtılabilmektedir. Konvansiyonel bir yöntem olmamakla birlikte, aktif alüm ile 1 mg/L değerine ulaşılabilmektedir (WHO, 2011, s. 371).
Yorum yap