Koagülasyon, su arıtma süreçlerinde kullanılan bir pıhtılaştırma yöntemidir. Bu işlem, su içinde kolloidal halde bulunan ve genellikle çözünmeyen maddelerin, kimyasal maddeler eklenerek bir araya getirilmesini sağlar. Kimyasal maddeler (koagülantlar), kolloidal parçacıkların yüzey yüklerini nötralize ederek bir araya gelmelerine ve daha büyük parçacıklar oluşturmasına yardımcı olur. Bu büyük parçacıklar, çökelme veya filtrasyon gibi işlemlerle sudan kolayca ayrıştırılabilir.

Koagülasyon işlemi, özellikle içme suyu arıtma ve atık su arıtma tesislerinde, sudaki bulanıklık, renk, organik maddeler ve mikroorganizmaların azaltılması için kritik bir aşamadır.

Kaptaj, yeraltı su kaynaklarından daha verimli faydalanmak ve bu kaynakların kirlenmesini önlemek amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Az akımlı olan su kaynaklarının birleştirilmesiyle daha bol miktarda su elde edilmesi sağlanır. Bu işlem, mevcut kaynak sularının belirli noktalarda toplanması ve depolanması şeklinde gerçekleştirilir. Kaptaj uygulamaları, özellikle içme suyu temininde kaynakların korunması ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılması açısından büyük öneme sahiptir.

Bekletme süresi, içme suyu arıtma tesislerinde, suyun bir tank veya havuzda teorik olarak kaldığı ortalama süreyi ifade eden bir tasarım parametresidir. Bu süre, havuzun hacminin suyun debisine oranı ile hesaplanır. Bekletme süresi, suyun arıtma işlemleri sırasında gerekli fiziksel, kimyasal veya biyolojik süreçlerin tamamlanabilmesi için yeterli zaman tanımak açısından önemlidir. Doğru bir bekletme süresi tasarımı, arıtma tesisinin etkinliğini artırır ve suyun istenilen kalite standartlarına ulaşmasını sağlar.

Hidrolik iletkenlik, bir toprağın suyu iletebilme kabiliyetini ifade eder ve genellikle “K” sembolü ile gösterilir (birimi m/gün). Teknik olarak, toprağın birim kesit alanından, birim zamanda ve birim hidrolik yük altında iletilen su miktarıdır. Hidrolik iletkenlik, toprağın dokusu, gözenekliliği ve suyun viskozitesi gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Özellikle su kaynakları yönetimi, sulama sistemleri ve çevresel çalışmalar gibi alanlarda toprağın su geçirgenlik özelliklerini anlamak için önemlidir. Yüksek hidrolik iletkenlik, suyun toprağın içinden hızla geçmesini sağlarken, düşük hidrolik iletkenlik suyun hareketini sınırlar.