1. Bu cevap düzenlendi.

    İller Bankası Genel Müdürlüğü: Belediyelerin imar faaliyetlerini finans etmek üzere, 1933 tarihinde 2301 sayılı Kanunla, Belediyeler Bankası kurulmuş, 1945 yılında 4759 sayılı Kanun ile belediyelerin tüm altyapı faaliyetlerine teknik ve finansal destek verecek şekilde görevleri değiştirilerek İllerDevamını oku

    İller Bankası Genel Müdürlüğü: Belediyelerin imar faaliyetlerini finans etmek üzere, 1933 tarihinde 2301 sayılı Kanunla, Belediyeler Bankası kurulmuş, 1945 yılında 4759 sayılı Kanun ile belediyelerin tüm altyapı faaliyetlerine teknik ve finansal destek verecek şekilde görevleri değiştirilerek İller Bankası adını almıştır.

    Ancak ilk başta, İller Bankası’na 3.000 ile 100.000 nüfus aralığındaki yerleşim yerlerinin içme suyu temini tesislerini yapma görevi verilmiş, 1983 yılında Belediye Meclislerinin yetki vermesi halinde nüfusu 100.000 üzerinde olan kentlerin de içme suyu sağlanmasına yönelik çalışmaların Banka görev kapsamına alınmıştır.

    Ancak, 8.2.2011 tarihli RG’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6107 sayılı İller Bankası A.Ş. hakkındaki kanun ile görev kapsamı İl Özel İdareleri, Belediyeler ve bağlı kuruluşlarına danışmanlık hizmeti vermek, teknik mahiyetteki kentsel projeler ile alt ve üst yapı işlerinin etüt, proje ve yapım işlerini yürütmek ve her türlü kalkınma ve yatırım bankacılığı işlerini yerine getirmek olarak belirlenmiştir.

    5393 sayılı Belediyeler Kanunu (2005), belediyelere şehir suyu şebekesi, kanalizasyon ve arıtma tesisi inşası gibi birçok yetki ve görev vermiştir. Belediyeler genellikle su ve şehir ulaşım hizmetlerine ortak gelir sağlamak ve kamu hizmetlerinin çapraz sübvansiyonunu sağlamak için bir arada değerlendirirler. Büyükşehir belediyesi olmayan yerel yönetimler için öncelik, atık su toplama ve arıtmadan çok su arzını sağlamaktır.

    İSKİ Kanunu: 1980’li yıllardan buyana büyükşehirlerde nüfus artışından dolayı kanalizasyonla ilgili ciddi problemler yaşanmaktadır. Bu durum su ve atık su yönetimini ilişkilendirebilecek yeni bir organizasyon modelinin geliştirilmesini zorunlu hale getirmiştir.

    İstanbul’dan başlayarak, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ)’nin 1981’de kurulmasının ardından büyükşehirlerde su ve kanalizasyon sistemlerinin planlaması, proje, inşa ve işletiminden sorumlu özerk yapılar kurulmuştur.

    Başlangıçta, İSKİ İstanbul Belediyesi’nden bağımsızdı, ancak belediyenin 1984’de büyükşehir olarak yeniden yapılandırılmasının ardından İSKİ, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bağımsız bütçeye sahip bir kamu kurumu olarak faaliyetlerine devam etti.

    Bu su ve kanalizasyon modeli 1987’de Ankara, 1989’da İzmir gibi diğer büyükşehir belediyelerini kapsayacak biçimde devam etti. Büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşları İller Bankası kaynakları dışında kendi kaynaklarını yaratmaya ve büyük ölçekli şehir altyapı yatırımlarını Hazine garantisi altındaki dış yardımla finanse etmeye teşvik edilmektedirler.

    Daha az gör
  2. Su Zenginliği: Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 8.000-10.000 m3 ’ten daha fazla. Genel kabullere göre, yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 10.000 m3’ten fazla olan ülkeler su zengini sayılmaktadır. Bir ülkede yılda kişi başına düşen tatlı su miktarı 1700 m3’ten düşükseDevamını oku

    Su Zenginliği: Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 8.000-10.000 m3 ’ten daha fazla.

    Genel kabullere göre, yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 10.000 m3’ten fazla olan ülkeler su zengini sayılmaktadır. Bir ülkede yılda kişi başına düşen tatlı su miktarı 1700 m3’ten düşükse, o ülkenin “su baskısı” ile, anılan miktar 1000 m3’ ün altına inmiş ise “su açığı” ile karşı karşıya kabul edilmektedir.

    Ülkemiz, kişi başına düşen 1500 m3 kullanılabilir su miktarı ile su kısıtı bulunan ülkeler kategorisinde yer almaktadır. Orman ve Su İşleri Bakanlığının ilgili birimlerince hazırlanan rapordan derlenen bilgiler ışığında karasal iklim karakteri gösteren ülkemizde, yıllık ortalama yağış̧ 574 mm (1981-2010) olup, bu yağış̧ yılda ortalama 450 milyar m3 yağış hacmine tekabül etmektedir.

    Bu suyun 172 milyar m3’lük kısmı akışa geçerek çeşitli büyüklükteki akarsular vasıtasıyla denizlere ve kapalı havzalardaki göllere boşalmaktadır. Ülkemizin hidrojeolojik etüt çalışmaları sonucu hesaplanarak raporlanmış yeraltısuyu rezervi 23 milyar m3, yeraltısuyu emniyetle rezervi ise 18 milyar m3’tür. Günümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak tüketilebilecek yerüstü suyu miktarı yıllık 94 milyar m3, emniyetle çekilebilecek yeraltı suyu işletme rezervi yıllık 18 milyar m3 olmak üzere ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yıllık toplamı 112 milyar m3’tür.

    Bu suyun yıllık toplam 54 milyar m3’ü kullanılmaktadır. Sektörel olarak bakıldığında; sulamada 40 milyar m3 (%74), içme kullanma suyu olarak 7 milyar m3 (%13) ve sanayide 7 milyar m3 (%13) su kullanılmaktadır (DSİ, 2017). Bu oranlar sırasıyla dünyada %70, % 22,% 8, Avrupa’da ise %33, %51 ve %16’dır.

    Daha az gör
  3. Su Azlığı: bir ülkede yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 2.000 m3’ten daha az ise su azlığı sınıfına giriyor.

    Su Azlığı: bir ülkede yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 2.000 m3’ten daha az ise su azlığı sınıfına giriyor.

    Daha az gör
  4. Su Fakirliği: Bir ülkede yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.000 m3’ten daha az ise su fakiri ülkesi oluyor.

    Su Fakirliği: Bir ülkede yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.000 m3’ten daha az ise su fakiri ülkesi oluyor.

    Daha az gör
  5. Adsorpsiyon Nedir? Sorusunun cavabı, akışkan madde içerisinde çözünmüş halde bulunan bileşenlerin katı bir adsorbent yüzeyine tutunmasına dayanan yüzey fazında gerçekleşen yüzeyde tutunmadır. Katı madde içerisinde bulunan iyonlar statik olarak çeşitli çekim kuvvetlerince denge halinde ve hareketsidiDevamını oku

    Adsorpsiyon Nedir? Sorusunun cavabı, akışkan madde içerisinde çözünmüş halde bulunan bileşenlerin katı bir adsorbent yüzeyine tutunmasına dayanan yüzey fazında gerçekleşen yüzeyde tutunmadır.

    Katı madde içerisinde bulunan iyonlar statik olarak çeşitli çekim kuvvetlerince denge halinde ve hareketsidir.Zira bu katı madenin yüzeyinde bulunan ve tam dengeye gelmemiş atomlar çözeltideki diğer katı maddeleri kendilerine çekerler ve yüzey kuvvetlerini dengelerler, bu şekilde gerçekleşen duruma katı yüzey adsorpsiyonu denir.

    Son yıllarda adsorpsiyon, birçok fiziksel, kimyasal ve biyolojik temel işlemde önem taşımaktadır. Ayrıca adsorpsiyon bir proses olarak da atıksulardaki organik ve kimyasal kirleticilerin uygun bir katı yüzey üzerine tutularak ortamdan ayrılması işleminde de çokca kullanılmaktadır.

    Adsorplayan madde yüzeyi ile adsorplanan kimyasal arasındaki çekim kuvvetlerine bağlı olarak oluşan üç tür adsorpsiyon prosesi bilinmektedir.

    Fiziksel Adsorpsiyon:Katı yüzey ile adsorplanan madde molekülleri arasındaki çekim kuvvetleri sonucu oluşan adsorpsiyon olayıdır. Burada zayıf van der Waals kuvvetleri etkindir ve işlem tersinirdir. Adsorpsiyon sonucu yoğuşma enerjisinden biraz fazla ısı açığa çıkar.

    Kimyasal Adsorpsiyon:Adsorplanan madde ile katı yüzey arasındaki fonksiyonel grupların kimyasal etkileşimi ile oluşan adsorpsiyondur. Adsorpsiyon tersinmezdir ve tek tabakalıdır. Adsorpsiyon sırasında açığa çıkan ısı reaksiyon ısısından daha büyüktür.

    İyonik Adsorpsiyon: Elektrostatik çekim kuvvetlerinin etkisi ile iyonlar yüzeydeki yüklü bölgelere tutunmaktadır. Burada adsorplayan ile adsorplananın iyonik güçleri önemlidir. İyonlar eş yüklü ise daha küçük olan tercihli olarak yüzeye tutulur.

    Daha az gör
  6. Suyun dünya üzerindeki miktarı düşünüldüğünde, tükenmez bir kaynak olduğu ve herkese sonsuza kadar yetebileceği gibi yanlış bir düşünce oluşmaktadır. Ancak bilinmesi gerekir ki, dünyada bulunan su kaynaklarının sadece yüzde 3’ü içilebilir ve diğer ihtiyaçlar için kullanılabilir niteliğe sahiptir. BuDevamını oku

    Suyun dünya üzerindeki miktarı düşünüldüğünde, tükenmez bir kaynak olduğu ve herkese sonsuza kadar yetebileceği gibi yanlış bir düşünce oluşmaktadır. Ancak bilinmesi gerekir ki, dünyada bulunan su kaynaklarının sadece yüzde 3’ü içilebilir ve diğer ihtiyaçlar için kullanılabilir niteliğe sahiptir. Bu anlamda, hâlihazırda var olan su kaynaklarının da giderek tükendiği ve kirletildiği de düşünülürse su, özenle kullanılması gereken en değerli kaynaktır.

    Su Arıtma Nedir?

    Herhangi bir kaynaktan gelen suyun, kullanım amacına en uygun hale getirilmesi adına kullanılan sistemlere su arıtma denilmektedir. Su arıtma işlemleri; suyun değişmiş olan niteliklerinin yeniden kazandırılması ya da boşaldıkları çevrenin ekolojisi üzerinde herhangi bir olumsuz etki bırakmayacak hale getirilmesi adına uygulanan işlemleri ifade etmektedir. Bu anlamda, evlerde ya da iş yerlerinde kullanılmakta olup kişisel ihtiyaçların karşılandığı ve içilmek için kullanılan suların yanında, endüstriyel atık sularının da su arıtma işlemlerine konu olduğu görülmektedir.

    Kişilerin bireysel ihtiyaçlarını karşıladığı ve içmek için kullandığı suda, sağlığı tehdit edici nitelikte kimyasalların bulunmaması gerekmektedir. Bu amaçlarla kullanılan suyun kokusuz, renksiz, içimi rahat ve berrak olması gerekmektedir. Suda hastalık yapıcı, sağlığa zararlı mikroorganizmalar bulunmamalıdır.

    İçme ve kişisel ihtiyaç için kullanılan suyun arıtılma maksadını şu şekilde sıralamak mümkündür:

    Kokuların ve renk bulanıklığının giderilmesi,
    Su yumuşatma,
    Zararlı nitelikteki kimyasalların giderilmesi,
    Hidrojen sülfür, amonyum, demir, mangan ve nitrat gibi maddelerden arındırılması,
    Asitlerin temizlenmesi,
    Mikropların ve mikroorganizmaların giderilmesi,
    Klorlu halojenlerin temizlenmesi,
    Tuzluluğun ortadan kaldırılması amacıyla su arıtma sistemleri kullanılmaktadır.

    Daha az gör
  7. Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor ki kullanıcıların yada arıtma cihazı alacak olan kişilerin su arıtma cihazlarında istediği özellikliler şunlar 2 Boyutları küçük olsun 3 Filtre ömürleri Uzun olsun 4 Su kaçak olduğunda suyu kessin 5 Filtre ömürleri bitince uyarı sistemi olsun 6 Mineral destekli fDevamını oku

    Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor ki kullanıcıların yada arıtma cihazı alacak olan kişilerin su arıtma cihazlarında istediği özellikliler şunlar

    2 Boyutları küçük olsun
    3 Filtre ömürleri Uzun olsun
    4 Su kaçak olduğunda suyu kessin
    5 Filtre ömürleri bitince uyarı sistemi olsun
    6 Mineral destekli filtre olsun
    7 Filtre değişimi kolay olsun
    8 Daha estetik görüntüye sahip olsun
    9 Evye altına kolay olsun
    10 Evye altında fazla yer kaplamasın

    sizlerde olmasını istediğiniz özelliği yorum kısmına yazabilirsiniz.

    Daha az gör
  8. Tatlı sular, yüzeysel su kaynakları ve yeraltı akiferlerinden temin edilir. Yüzeysel su kaynakları, genel olarak, bulanık ve tortuludur, ve sulama amaçlı kullanımlar dışında mutlaka filtrasyon gereklidir. Yeraltı suları ise, çözünmüş madde konsantrasyonu açısından oldukça zengindir. Ancak, yeraltı sDevamını oku

    Tatlı sular, yüzeysel su kaynakları ve yeraltı akiferlerinden temin edilir. Yüzeysel su kaynakları, genel olarak, bulanık ve tortuludur, ve sulama amaçlı kullanımlar dışında mutlaka filtrasyon gereklidir. Yeraltı suları ise, çözünmüş madde konsantrasyonu açısından oldukça zengindir.

    Ancak, yeraltı suları, kalite olarak yüzeysel su kaynaklarına göre daha yüksek vasıftadır. Yeraltı katmanları arasındaki süzülme esnasında yüksek miktarda katı madde, çözünmüş formda yeraltı suyuna karışır. Yeraltı sularının TDS açısından zengin olma sebebi de budur. Yer altı sularında genelde rastlanan TDS değeri 600 – 900 mg/lt TDS`dir.

    Daha az gör
  9. Su Arıtma Sistemleri elektrik kesintilerinde su arıtımı dursa bile cihaz içerisindeki geniş tank kapasitesi sayesinde su vermeye devam ederek sizi susuz bırakmaz. Şatof valfli cihazlarda elektrik kesilse dahi arıtma işlemi devam eder selenoid valfli sistemlerde elektrik kesildiğinde arıtma işlemi duDevamını oku

    Su Arıtma Sistemleri elektrik kesintilerinde su arıtımı dursa bile cihaz içerisindeki geniş tank kapasitesi sayesinde su vermeye devam ederek sizi susuz bırakmaz.

    Şatof valfli cihazlarda elektrik kesilse dahi arıtma işlemi devam eder selenoid valfli sistemlerde elektrik kesildiğinde arıtma işlemi durur ve tanktaki hazır suyu kullanırsınız

    Daha az gör
  10. Su Arıtma Cihazı olanlar ürünün elektrik bağlantısını kesmeden tatile gidebilirsiniz ama cihazın suyunu ve elektrik sistemini kapatmanız çeşitli kazaların oluşmasını önlemiş olursunuz.

    Su Arıtma Cihazı olanlar ürünün elektrik bağlantısını kesmeden tatile gidebilirsiniz ama cihazın suyunu ve elektrik sistemini kapatmanız çeşitli kazaların oluşmasını önlemiş olursunuz.

    Daha az gör