Bromoform nedir sorusu, özellikle içme suyunda dezenfeksiyon yan ürünleri ve dibromoklorometan gibi bileşiklerin sağlık etkilerini merak edenler için son derece kritik. Günlük hayatımızda musluk suyu içerken, duş alırken ya da kapalı bir yüzme havuzunda yüzerken aslında farkında olmadan bazı kimyasallarla temas ediyoruz. Bu kimyasallardan ikisi, bromoform ve dibromoklorometan, klorlama işlemi sırasında oluşan trihalometanlar (THM) grubuna ait uçucu organik bileşiklerdir.
Bu yazıda, ATSDR’nin (Agency for Toxic Substances and Disease Registry) “Toxicological Profile for Bromoform and Dibromochloromethane” raporunu temel alarak, konuyu Türk okuru için anlaşılır, detaylı ve bütünlüklü bir şekilde ele alacağız:
- Bu maddeler nedir, nereden gelir?
- Çevreye nasıl yayılır, içme suyumuzda niçin bulunur?
- İnsan vücuduna nasıl girer ve nasıl atılır?
- Hangi organlara zarar verebilir, kanser riski nedir?
- Çocuklar için özel riskler var mı?
- Maruziyeti azaltmak için evde ve sistem düzeyinde neler yapılabilir?
- Türkiye ve dünyadaki mevzuat ve sınır değerler nelerdir?
Bromoform ve Dibromoklorometan: Tanım ve Temel Özellikler
Kimyasal kimlik ve fiziksel özellikler
Bromoform (tribromometan) ve dibromoklorometan, normal koşullarda renksizden sarımsı tona kadar, ağır, tatlımsı kokulu ve yanıcı olmayan sıvılardır. Her ikisi de karbon atomuna bağlı halojenlerden (brom ve klor) oluşan trihalometan bileşikleridir.
- Bromoform: CHBr₃ (tribromometan)
- Dibromoklorometan: CHBr₂Cl
Uçucu oldukları için özellikle sudan havaya geçme eğilimleri yüksektir. Bu özellik, hem içme suyu hem de yüzme havuzu gibi ortamlardan solunum yoluyla maruziyeti önemli hale getirir.
Nerede ve neden oluşurlar?
Bu iki bileşik, günümüzde geniş çapta üretim amaçlı kullanılmıyor. Rafinerilerde veya laboratuvarlarda küçük ölçekli kullanımlar dışında endüstriyel üretimleri oldukça sınırlı.
Asıl önemli nokta şu:
- Bromoform ve dibromoklorometan, içme suyunun klorlanması sırasında, suda doğal olarak bulunan organik maddeler ve bromür iyonları ile klorun reaksiyona girmesi sonucu yan ürün olarak ortaya çıkıyor.
- Özellikle yüzey suları (barajlar, göller, nehirler) organik madde bakımından zengin olduğundan, bu kaynaklardan gelen ve klorlanan sularda THM oluşumu daha yüksek olabiliyor.
- Ayrıca deniz ortamındaki bazı algler de doğal süreçlerle küçük miktarlarda bromoform ve dibromoklorometan üretebilir.
Türkiye bağlamında düşündüğümüzde, özellikle baraj suyu kullanan büyükşehir şebekelerinde, klorlama sonrası toplam trihalometan (TTHM) seviyeleri, su kalitesi yönetimi açısından önemli bir izleme parametresidir.(DergiPark)
Çevreye Yayılım ve Çevresel Davranış
Hava, su ve toprakta ne olur?
Bromoform ve dibromoklorometan, çevrede saf sıvı halde değil, çoğunlukla:
- Suda çözünmüş halde (içme suyu, yüzme havuzu, yüzey suları)
- Havaya buharlaşmış gaz fazında bulunur.
Havada:
- Uçucu oldukları için sudan havaya geçerler.
- Atmosferde diğer kimyasallarla reaksiyona girerek parçalanır; mevcut verilere göre havada bulunan miktarlarının yaklaşık %50’si 1–2 ay içinde parçalanır.
Suda:
- Su yüzeyinde oksijenle etkileşerek yavaş parçalanırlar,
- Yeraltı suyu veya derin sularda, daha düşük oksijen koşullarında parçalanma daha farklı hızlarda gerçekleşir.
Toprakta:
- Toprakta hareketli bileşiklerdir, bu nedenle sızarak yeraltı suyuna karışabilirler.
- Balıklarda ve sucul canlılarda belirgin bir biyoakümülasyon eğilimi göstermedikleri rapor edilmiştir.
Özetle; bu bileşikler, çevrede kalıcı “sonsuz kimyasallar” gibi davranmıyor, ancak sürekli klorlama ve sürekli su kullanımı (içme, banyo, havuz) nedeniyle insan maruziyeti devamlı olarak tekrarlanabiliyor.
İçme suyu ve yüzme havuzlarında seviyeler
ATSDR verilerine göre:
- Klorlanan içme sularında bromoform ve dibromoklorometan seviyeleri genellikle 1–10 ppb (µg/L) aralığında rapor ediliyor ve bu aralık, mevcut verilere göre sağlık açısından zararlı etkilerin beklenmediği düzeyler olarak kabul ediliyor.
- Bu maddeler klorlu yüzme havuzlarında da tespit edilmiştir. Havuzda maruziyet:
- Suyun yutulması,
- Deri temasından geçiş,
- Özellikle kapalı havuzlarda su yüzeyinden havaya buharlaşan THM’lerin solunması ile gerçekleşir.
Kapalı havuzlarda yapılan çalışmalarda dibromoklorometan, hem havuz suyu hem de havuz çevresindeki hava ve yüzücülerin alveoler havasında ölçülmüş; yüzme sonrası solunan THM miktarının belirgin şekilde arttığı gösterilmiştir.
Maruziyet Yolları: Vücudumuza Nasıl Girer?
Bireyin nerede yaşadığı, hangi su kaynağını kullandığı, ne kadar duş aldığı, havuza gidip gitmediği gibi pek çok faktör bromoform ve dibromoklorometan maruziyetini etkiler.
İçme suyu ve içecekler
En temel maruziyet yolu, klorlanmış içme suyudur:
- Musluktan doldurduğumuz suyu doğrudan içerken,
- Bu suyla hazırlanan çay, kahve, çorba ve yemekleri tüketirken,
- Plastik şişe yerine şebeke suyu kullanılan damacanalar veya arıtma cihazı olmayan evlerde.
ATSDR raporuna göre, klorlanan içme suyunda bromoform ve dibromoklorometan düzeyleri tipik olarak 1–10 µg/L düzeyindedir.
Gıdalarda bu iki madde yaygın olarak beklenmez; yani temel maruziyet kaynağı içme suyu ve havuza bağlı yollardır.
Solunum yoluyla maruziyet
Bu maddelerin uçucu olması nedeniyle, suyun kullanıldığı pek çok durumda solunum yoluyla maruziyet gerçekleşir:
- Sıcak duş ve banyo sırasında suyun yüzeyinden buharlaşan THM’lerin solunması,
- Kapalı yüzme havuzlarında klorlu suyun yüzeyinden havaya geçen buhar,
- Çok yüksek klor dozları kullanılan kapalı mekanlardaki spa, hamam, jakuzi benzeri ortamlar.
Çalışmalarda, kapalı havuz çalışanlarının alveoler havasında dibromoklorometan seviyelerinin, havuzda yüzmeyen kişilere göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir.
Deri yoluyla maruziyet
Banyo, duş veya havuz sırasında deriyle temas da bir diğer maruziyet yoludur:
- Bromoform ve dibromoklorometan, suya çözünmüş haldeyken deriden belirli bir oranda geçebilir.
- Özellikle uzun süreli sıcak banyo, spa ve havuz kullanımında, deri + solunum kombinasyonu toplam maruziyeti artırabilir.
Vücuda Giriş, Dağılım ve Atılım (Toksikokinetik)
Emilim: Sindirim sistemi, akciğerler ve cilt
Hayvan ve insan verileri birlikte değerlendirildiğinde:
- Hem bromoform hem de dibromoklorometan, ağız yoluyla alındığında (içme suyu) kolayca emilir.
- Gönüllü insan çalışmalarında, bu bileşiklerin bulunduğu suyun içilmesi sonrası, kan düzeylerinde hızlı artış gözlenmiştir.
- Rat deneylerinde, bromoform ve dibromoklorometan tek doz alındığında, kan düzeylerinin bir saatten kısa sürede zirveye ulaştığı ve dozun %60–90’ının vücuda geçtiği gösterilmiştir.
Solunum yoluyla maruziyette de, akciğerlerden kana geçiş hızlıdır; bu, havuz sonrası alveoler havada ölçülen THM düzeylerindeki artışla da uyumludur.
Deri yoluyla emilim, solunum ve ağız kadar güçlü olmayabilir, ancak özellikle sıcak su ve uzun temas sürelerinde anlamlı hale gelebilir.
Dağılım ve metabolizma
Vücuda giren bromoform ve dibromoklorometan:
- Kan akımıyla tüm organlara dağılır,
- Özellikle karaciğer ve böbreklerde metabolize edilir.
Çalışmalar, bu bileşiklerin karaciğerde sitokrom P450 enzim sistemi (özellikle CYP2E1) ve glutatyon-S-transferaz gibi enzimler aracılığıyla reaktif ara ürünlere dönüştüğünü gösteriyor.
Bu reaktif metabolitler, karaciğer ve böbrek hücrelerinde hücre hasarı, yağ birikimi ve ilerleyen dönemde nekroz gibi yapısal değişikliklere yol açabiliyor.
Vücuttan atılım ve yarılanma ömrü
İyi haber şu:
- Bromoform ve dibromoklorometan vücutta uzun süre birikme eğiliminde değiller.
- Hayvan deneylerinde, alınan dozun %50–90’ının yaklaşık 8 saat içinde vücuttan atıldığı bildiriliyor.
- Ana atılım yolu, akciğerlerden nefesle atılma; daha küçük bir kısım idrar ve feçesle uzaklaştırılıyor.
Eliminasyon yarılanma ömrü (vücuttaki miktarın yarıya inme süresi) deney hayvanlarında:
- Bromoform:
- Rat: ~0,8 saat
- Fare: ~8 saat
- Dibromoklorometan:
- Rat: ~1,2 saat
- Fare: ~2,5 saat
Kısacası, tek seferlik maruziyet sonrası vücutta uzun süre kalmasalar da, her gün tekrarlanan küçük dozlar ile sürekli ve kronik maruziyet oluşabiliyor.
Sağlık Etkileri: Hangi Organlar Hedefte?
Bromoform ve dibromoklorometanın insan ve hayvanlar üzerindeki etkilerini anlamak için hem eski tıbbi kullanımlar, hem de modern toksikoloji çalışmaları birlikte değerlendirilmiştir.
Akut (kısa süreli) maruziyet
1900’lü yılların başında bromoform, boğmaca tedavisinde sedatif olarak kullanılmış; doz biraz yükseldiğinde ise merkezi sinir sistemi baskılanması, uyku hali, solunum yavaşlaması gibi belirtiler ortaya çıkmıştır.
Yüksek dozda (özellikle kaza veya suistimal sonucu) maruziyetlerde:
- Şiddetli halsizlik,
- Dengesiz yürüme (ataksi),
- Yüzeyel ve yavaş solunum,
- Aşırı durumlarda koma ve ölüm görülebilir.
Bu tür ağır tablolar, günlük içme suyu maruziyeti ile ilişkilendirilmez; daha çok yanlış tıbbi kullanım veya endüstriyel kazalarla ilgilidir.
Karaciğer ve böbrek etkileri
Hayvan çalışmalarında, her iki bileşiğin de karaciğer için kritik hedef organ olduğu gösterilmiştir:
- Karaciğer yağlanması (lipidoz): Karaciğer hücrelerinde yağ birikimi ve hücre şişmesi
- Hepatoselüler nekroz: Daha yüksek dozlarda karaciğer hücre ölümünde artış
Böbreklerde ise:
- Tübüler hücre dejenerasyonu,
- Nefroz (böbrek tübül hasarı) gibi bulgular daha yüksek dozlarda ortaya çıkmaktadır.
Var olan karaciğer veya böbrek hastalığı olan bireylerin, teorik olarak bu maddelere karşı daha hassas olabileceği düşünülmektedir.
Bağışıklık sistemi ve diğer etkiler
Kısa süreli deneylerde, bromoform ve özellikle dibromoklorometan verilen farelerde hümoral ve hücre aracılı bağışıklık yanıtlarında azalma gözlenmiştir.
- Bromoformda karaciğer ve bağışıklık sistemi etkileri benzer dozlarda,
- Dibromoklorometanda ise bağışıklık sistemi etkilerinin karaciğer etkilerinden daha düşük dozlarda ortaya çıktığı bildirilmiştir.
Kilo alımında azalma, iştah ve genel durum bozulması gibi sistemik etkiler de yüksek doz maruziyetlerde rapor edilmiştir.
Üreme ve gelişim (gebelik, fetüs, doğurganlık)
İnsanlarda, içme suyundaki trihalometanlarla gebelik kaybı, düşük doğum ağırlığı, erken doğum gibi sonuçlar arasında ilişki arayan pek çok epidemiyolojik çalışma yapılmış; fakat çoğunda:
- Tüm THM’lere (kloroform, bromodiklormetan, bromoform, dibromoklorometan) birlikte maruz kalma söz konusu,
- Bromoform ve dibromoklorometan için ayrı ayrı risk hesaplamak çoğunlukla mümkün olmamış,
- Sonuçlar nedensellik kurmak için yetersiz ve tutarsız bulunmuştur.
Hayvan deneylerinde yüksek doz maruziyetlerde bazı iskelet anormallikleri ve doğurganlıkta azalma bildirilmiş olsa da, mevcut veri tabanı, insanlar için net bir üreme toksisitesi sonucu çıkarmaya yetmiyor.
Kanser riski
Bromoform ve dibromoklorometan ile ilgili kanser riski değerlendirmesi de benzer şekilde ikiye ayrılıyor:
- İnsan verileri: İçme suyundaki toplam THM düzeyleri ile mesane, kolon gibi kanserler arasında ilişki arayan çalışmalar var, ancak maruziyet karışık olduğu ve birçok faktör devreye girdiği için bromoform veya dibromoklorometan için doğrudan nedensel bağ kurmak güç.
- Hayvan verileri:
- Bromoform, kronik ağız yoluyla verildiğinde dişi ratlarda bağırsak tümörlerinde artışa yol açmış,
- Dibromoklorometan ise farelerde karaciğer tümörlerinde artış ile ilişkilendirilmiştir.
Bu nedenle, risk değerlendirmelerinde bromoform ve dibromoklorometan genellikle “muhtemel kansorejen” karakterde, temkinli bir yaklaşımla ele alınır ve içme suyu standartları buna göre çok düşük seviyelerde tutulur.
Çocuklarda Etkiler ve Özel Duyarlılık
“Çocuk, küçük yetişkin değildir” ilkesi, bromoform ve dibromoklorometan için de geçerlidir.
Çocukların maruziyeti nasıl farklı?
Çocuklar:
- Vücut ağırlığına göre daha fazla su içer,
- Daha fazla hava solur,
- Vücut yüzey alanı–ağırlık oranı daha yüksek olduğundan deri yoluyla göreli maruziyetleri artabilir,
- Özellikle havuzlarda daha uzun süre kalarak solunum ve deri yoluyla THM alımını artırabilir.
ATSDR raporunda çocuklara özgü bromoform/dibromoklorometan maruziyet düzeylerine dair doğrudan ölçüm azdır; ancak genel davranış ve fizyolojik farklılıklar, aynı ortamda çocukların kilo başına düşen dozunun yetişkinlerden yüksek olabileceğini düşündürmektedir.
Çocukların biyolojik duyarlılığı
Karaciğer metabolizma enzimlerinin gelişimine bakıldığında:
- THM metabolizmasında görevli enzimlerin çoğu (CYP2E1, GSTT vb.) doğumdan kısa süre sonra hızla artmakta ve 1 yaşından sonra yetişkin düzeylerine yaklaşmaktadır.
- Bu da, küçük çocuklarda reaktif metabolit oluşumunun yetişkinlere benzer olabileceğini düşündürüyor.
Özetle:
- Çocukların THM’lere maruziyeti, davranışsal ve fizyolojik nedenlerle göreceli olarak daha yüksek olabilir.
- Mevcut veriler, bromoform ve dibromoklorometan açısından çocukların yetişkinlere göre biyolojik olarak çok daha hassas olduğunu göstermese de, “ihtiyatlı yaklaşım” gereği özellikle hamileler, bebekler ve küçük çocuklar için maruziyetin mümkün olduğunca azaltılması önerilir.
Maruziyeti Azaltma Yolları: Evde ve Toplumda Ne Yapabiliriz?
Evde bireysel olarak neler yapılabilir?
ATSDR raporu ve uluslararası rehberler, içme suyundaki bromoform ve dibromoklorometan maruziyetini azaltmak için çeşitli öneriler sunuyor:
1. Uygun su arıtma cihazları kullanmak
- Aktif karbon filtreler (özellikle granül aktif karbon – GAC), THM gibi uçucu organik maddeleri kayda değer oranda azaltabilir.
- Ters ozmoz ve distilasyon sistemleri de bu tür bileşiklerin büyük kısmını uzaklaştırabilir.
- Ancak cihaz seçimi ve bakımı mutlaka uzman görüşüyle yapılmalı; filtreler zamanında değiştirilmelidir.
2. Musluk suyunu kaynatmak tek başına çözüm değil
- Kısmen uçucu bileşiklerin buharlaşmasına katkı sağlayabilir, ancak uzun süre kaynatma su miktarını azaltırken THM yoğunluğunu da değiştirebilir.
- Bu nedenle kaynatma, THM kontrolü için güvenilir bir yöntem olarak tek başına önerilmez.
3. Duş ve banyo süresini makul seviyede tutmak
- Sıcak suyla uzun süre duş almak, solunan ve deriyle temas eden THM miktarını artırabilir.
- Özellikle küçük çocuklar ve hassas gruplar için çok uzun, kapalı ve buharlı banyolardan kaçınmak mantıklıdır.
4. Banyo/duş alanını havalandırmak
- Duş sırasında ortaya çıkan uçucu THM’lerin bir kısmı havalandırmayla dışarı atılabilir.
- Banyo penceresini açmak veya aspiratör kullanmak maruziyeti azaltmaya yardımcı olabilir.
5. Kapalı havuz kullanımına dikkat
- Özellikle sık havuza giden çocuklar ve sporcular için, havuzun havalandırması, su kalitesi ve klor dozlaması önem kazanır.
- Hamileler ve kronik hastalığı olanlar, çok yoğun klor kokan ve yetersiz havalandırılan kapalı havuzlardan mümkün olduğunca kaçınmalıdır.
Su arıtma tesisleri ve belediyeler için önlemler
Türkiye’de büyükşehir su idareleri, hem mikrobiyolojik güvenlik hem de kimyasal yan ürünler arasında bir denge kurmak zorunda.
THM oluşumunu azaltmak için kullanılan başlıca stratejiler şunlardır:(DergiPark)
- Ham suyun organik madde içeriğini azaltmak (gelişmiş koagülasyon–flokülasyon, aktif karbon adsorpsiyonu, membran filtrasyonu)
- Klorlamayı, suyun organik madde bakımından daha düşük olduğu noktalara taşımak
- Klor dozunu optimize etmek, gerektiğinden fazla dozlamadan kaçınmak
- Bazı durumlarda ön ozonlama veya farklı dezenfeksiyon kombinasyonları kullanmak
- Şebekede kalma süresini kısaltmak, durgun bölge bırakmamak
Bu tür iyileştirmeler, hem bromoform ve dibromoklorometan dahil THM seviyelerini düşürmeye, hem de mikrobiyal güvenliği korumaya yardımcı olur.
Mevzuat ve Sınır Değerler
Uluslararası sınırlar (WHO, EPA, AB)
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), içme suyu için trihalometanlara ayrı ayrı kılavuz değerler önermektedir:(Ulusal Biyoteknoloji Bilgi Merkezi)
- Bromoform: 0,1 mg/L (100 µg/L)
- Dibromoklorometan: 0,1 mg/L (100 µg/L)
Bu değerler, ömrün tamamı boyunca bu seviyelerin altında su tüketildiğinde sağlık açısından anlamlı bir risk beklenmediği düzeyler olarak tanımlanır.
ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) ise Toplam Trihalometan (TTHM) için:(EPA)
- MCL (Maksimum Kirletici Seviyesi): 0,080 mg/L (80 µg/L) – Tüm THM’lerin toplamı için,
- Bu sınır, dezenfeksiyon yan ürünleri riskini azaltırken mikrobiyolojik güvenliği de koruyacak denge noktası olarak belirlenmiştir.
AB mevzuatı da içme sularında TTHM için 100 µg/L sınır değeri benimsemiştir. (ScienceDirect)
Türkiye’de içme suyu standartları
Türkiye’de İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik ve TS 266 standardı kapsamında, içme suyunda Toplam Trihalometan (TTHM) için genel olarak:(DergiPark)
- 100 µg/L sınır değeri kabul edilmektedir.
Bu sınır, bromoform, dibromoklorometan, kloroform ve bromodiklormetanın toplam konsantrasyonunu kapsar. Yani bromoform ve dibromoklorometan için ayrı ayrı rakamlar verilmese de, toplam THM yüküne dahil edilerek kontrol edilir.
İstanbul ve diğer büyük kentlerde yapılan çalışmalarda, şebeke sularında ölçülen TTHM değerlerinin genellikle bu sınırın altında olduğu, ancak mevsimsel ve bölgesel değişiklikler gösterebildiği rapor edilmiştir.(DergiPark)
İş sağlığı ve güvenliği sınırları
İşyerinde maruziyet açısından, bromoform için OSHA tarafından belirlenen sınır:
- 0,5 ppm (yaklaşık 5 mg/m³),
- 8 saatlik iş günü ve 40 saatlik çalışma haftası üzerinden tanımlanmış zaman ağırlıklı ortalama maruziyet sınırıdır.
Bu sınır, bromoformun aktif olarak kullanıldığı laboratuvar, test tesisleri gibi ortamlarda işçilerin korunması için getirilmiştir.
Türk Bağlamında Değerlendirme: Klorlama, Güvenlik ve Gerçekçi Riskler
Türkiye’de içme suyu denince akla ilk gelen kaygılardan biri, “klor kokusu” ve “suya karışan kimyasallar”dır. Öte yandan, klorlama yapılmamış bir şebeke; kolera, tifo, dizanteri, E. coli gibi enfeksiyonların hızla yayılmasına yol açabilir ve bu riskler, THM’lerin potansiyel kimyasal risklerinden çok daha büyüktür.
Dolayısıyla hedef, “klorlamayı kaldırmak” değil,
- Klorlamayı doğru dozlarda ve doğru noktada yapmak,
- Ham suyu iyi arıtarak organik madde yükünü düşürmek,
- Şebekede “ölü bölgeler” bırakmayarak bekleme sürelerini azaltmak,
- Gerekirse ek arıtma teknolojileriyle THM seviyelerini aşağı çekmek olmalıdır.
Günlük hayatında musluk suyu içen bir kişi için, bromoform ve dibromoklorometan maruziyeti, genellikle uluslararası sınırların oldukça altında seyreden, düşük dozlu ve kronik bir maruziyettir. Yine de:
- Hamileler,
- Bebekler ve küçük çocuklar,
- Kronik karaciğer veya böbrek hastalığı olanlar için, evde basit önlemler (örneğin uygun bir sertifikalı filtre, çok uzun ve buharlı duşlardan kaçınma) ile maruziyeti daha da azaltmak mantıklı ve uygulanabilir bir strateji olabilir.
Kısa Özet ve Değerlendirme
Özetle:
- Bromoform nedir? Klorlanmış içme suyu ve yüzme havuzlarında yan ürün olarak oluşan, uçucu bir trihalometandır.
- Dibromoklorometan, aynı grubun bir diğer üyesi olup, benzer oluşum mekanizmasına ve toksikolojik profile sahiptir.
- Bu maddeler, ağırlıklı olarak içme suyu, duş/banyo ve havuz yoluyla; ağız, solunum ve deri üzerinden vücuda girer.
- Vücutta uzun süre birikmezler, ancak süreklilik gösteren düşük doz maruziyet söz konusudur.
- Yüksek dozlarda karaciğer, böbrek ve merkezi sinir sistemi üzerinde belirgin toksik etkiler; hayvan çalışmalarında bazı kanser türlerinde artış gözlenmiştir.
- Mevcut içme suyu standartları, bu riskleri makul ve yönetilebilir bir seviyede tutmak üzere tasarlanmıştır.
- Türkiye’de ve dünyada, TTHM sınır değerleri sayesinde bromoform ve dibromoklorometan gibi bileşikler düzenli olarak izlenmekte ve kontrol edilmektedir.
- Bireysel düzeyde alınabilecek basit önlemlerle maruziyeti daha da azaltmak mümkündür; ancak unutulmaması gereken en önemli nokta, güvenli ve dezenfekte suyun yokluğunun, THM’lerin kimyasal risklerinden çok daha büyük bir halk sağlığı tehdidi oluşturduğudur.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Bromoform nedir ve günlük hayatta nerede karşımıza çıkar?
Bromoform, karbon atomuna bağlı üç brom atomu içeren (CHBr₃) bir trihalometandır. Kendi başına pek kullanılmasa da, içme suyunun klorlanması sırasında suda bulunan doğal organik maddeler ve bromür iyonlarıyla reaksiyona giren klordan yan ürün olarak oluşur. Musluk suyu, klorlu yüzme havuzları ve hatta sıcak duş suyu, çok düşük dozlarda bromoform içerebilir.
Dibromoklorometan toksisitesi açısından bromoformdan farkı var mı?
Dibromoklorometan (CHBr₂Cl) da bromoform gibi bir trihalometandır ve çoğunlukla aynı ortamlarda bulunur. Hayvan çalışmalarında her iki bileşik de karaciğer ve böbrek için hedef organ toksisitesi göstermiştir. Bazı deneylerde dibromoklorometanın, bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerinin bromoformdan daha düşük dozlarda ortaya çıktığı rapor edilmiştir. Ancak insan verileri sınırlı olduğundan, pratikte her ikisi için de benzer ihtiyatlı yaklaşım uygulanır.
Klorlu musluk suyu içmek bromoform nedeniyle ne kadar riskli?
Klorlu musluk suyunda bromoform ve dibromoklorometan seviyeleri, genellikle 1–10 µg/L aralığındadır ve bu düzeyler, uluslararası kuruluşlarca sağlık açısından kabul edilebilir kabul edilir.
En büyük risk, hiç dezenfekte edilmemiş suya maruz kalmaktır; çünkü bu durumda ciddi enfeksiyon hastalıkları ortaya çıkabilir. Buna karşın, THM riskini azaltmak için:
- Gerekiyorsa uygun sertifikalı filtreler kullanmak,
- Şebeke suyunun kalitesini düzenli raporlarla takip etmek,
- Çok yoğun klor kokusu olan su kaynaklarından uzun süreli kullanımda kaçınmak,
gibi adımlar atılabilir.
Duş almak ve havuzda yüzmek maruziyeti artırır mı?
Evet, özellikle sıcak su ve kapalı mekân söz konusu olduğunda, su yüzeyinden bromoform ve diğer THM’ler buharlaşır ve buharın solunması ile solunum yoluyla maruziyet artar. Kapalı yüzme havuzlarında yapılan çalışmalarda, yüzücülerde havuz öncesine göre alveoler havadaki dibromoklorometan düzeylerinin belirgin arttığı gösterilmiştir.
Bu yüzden:
- Duş süresini aşırı uzatmamak,
- Banyoyu havalandırmak,
- Çok keskin klor kokan ve havası ağır kapalı havuzları dikkatle değerlendirmek,
mantıklı önlemler arasındadır.
Ev tipi su arıtma cihazı bromoform ve dibromoklorometanı azaltır mı?
Birçok ev tipi su arıtma sistemi, özellikle de:
- Aktif karbon filtreleri,
- Ters ozmoz sistemleri,
- Distilasyon temelli cihazlar,
THM’lerin önemli bir kısmını sudan uzaklaştırabilir. Ancak her cihazın performansı farklıdır; bu nedenle:
- Cihazın bağımsız kuruluşlarca test edilip edilmediği,
- Hangi kirleticilere karşı sertifikalandırıldığı,
- Filtrelerin zamanında değiştirilip değiştirilmediği,
dikkatle incelenmelidir. Yanlış seçilmiş veya bakımı yapılmamış filtreler, beklenen korumayı sağlamayabilir.
Yorum yap