Eski Devlet Su İşleri Daire Başkan Yardımcısı ve su politikaları uzmanı Dursun Yıldız, İstanbul’un şebeke suyunun birçok ambalajlı suya göre daha güvenilir olduğunu söyledi.
Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine göre, bazı ambalajlı içme suyu numunelerinde ağır metal kirliliğinin tespit edilmesinden sonra, uzmanlardan vatandaşlar için önemli uyarılar geldi. İstanbul şebeke suyunun birçok ambalajlı suya göre daha güvenilir olduğunu dile getiren uzmanlar, ters ozmoz olmayan arıtma cihazlarının da musluk suyunu artıma için kullanılabileceği bilgisini paylaştı.
Eski Devlet Su İşleri Daire Başkan Yardımcısı ve su politikaları uzmanı Dursun Yıldız, denetim mekanizmalarının sistemli bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Serbest piyasa koşullarında denetim mekanizmasının en üst düzeyde oluşturulması gerekir. Sadece vatandaş şikayet edince su numunesi alınıp incelenmemeli. Piyasada kuyu suyunu içme suyu olarak satanlar var. Şahsen ambalajlı su yerine çeşme suyunu tercih ediyorum. Öyle bir imaj yaratıldı ki, sanki çeşme suları kirli, ambalajlı her su temiz. İstanbul’un suyunun temiz olduğunu söylemek isterim.
Ambalajlı su sektöründeki aksaklıklar sadece Türkiye’ye özgü değil. Kamu ve yerel yönetimler musluktan akan suyu standartlara uygun hale getirmeli. Bunun dışında damak zevkine bağlı tercih yapanlara piyasayı gösterip, suyu serbest piyasadan temin etmelerinin yolu açılmalı. İdeal suyun PH değeri 6.5-7 olmalı. Çeşme suyunun kamu hizmeti olarak sunulmasında ısrar edilmeli.”
Şebeke Suyu 10K KM Boru
İSKİ’nin alt yapı çalışmaları kapsamında son yıllarda 10 bin kilometre uzunluğunda boru döşediğini de söyleyen Yıldız, “İstanbul, şebeke suyu konusunda Ankara ve diğer şehirlerden iyi durumda. Site veya apartman yönetimleri, belli periyotlarda hem depo girişlerinden, hem de musluktan su numunesi alıp ölçüm yaptırabilir. Boru hatları ve su deposundan şüphelenen vatandaşlar da arıtma cihazları alıp kullanabilir” ifadelerini kullandı.
İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Osman Erk de, içme sularının her türlü ağır metallerden arındırılmış ve alkali içmesi gerektiğini vurgulayarak şu bilgileri paylaştı:
“Asıl mesele fosfatlı gübreler. Çünkü arsenik, civa, selenyum gibi onlarca ağır metal içeriyor. Gübre, yağmur ve sulama ile yer altı, yer üstü su kaynaklarına bulaşıyor. İçme suyu mutlaka elektron, yani enerji dolu olması gerekir. Çünkü vücutta bol miktarda toksin var ve toksinler artı yüklü protonlar. Bu toksinleri atabilmek için eksi yüklü protonlara ihtiyaçlara var. Eksi yüklü proton da suyun belirli aletlerle muamele edilmesinden sonra kazanılan bir özellik. ABD, Japonya ve Rusya’da bu şekilde işlemden geçirilen sular tedavi amacıyla da kullanılıyor.
Ülkemizde yeterli denetimler yapılmıyor. Dünyada maalesef temiz su kaynağı bırakmadık. Belediyeler ve hükümetin çok ciddi acil önlemler alması lazım. Su alırken PH’sına dikkat edilmeli, mümkün olduğunca plastik şişelerden uzak durulmalı. Markette satılan ürünler bağımsız kuruluşlar tarafından sıkı şekilde denetlenmeli.”
Yorum yap