Su, iklim değişikliğinin etkilerini hissedeceğimiz ilk maddedir. Su mevcudiyeti birçok yerde daha az öngörülebilir hale geliyor ve artan sel vakaları su noktalarını ve sanitasyon tesislerini yok etmek ve su kaynaklarını kirletmekle tehdit ediyor.
Bazı bölgelerde kuraklıklar su kıtlığını artırıyor ve dolayısıyla insanların sağlığını ve üretkenliğini olumsuz etkiliyor. Herkesin sürdürülebilir su ve sanitasyon hizmetlerine erişiminin sağlanması, önümüzdeki yıllar için kritik bir iklim değişikliği azaltma stratejisidir.
Zorluklar
Daha yüksek sıcaklıklar ve daha aşırı, daha az tahmin edilebilir hava koşullarının yağış, kar erimesi, nehir akışları ve yeraltı suyunun mevcudiyetini ve dağılımını etkileyeceği ve su kalitesini daha da bozacağı tahmin edilmektedir. Su arzına yönelik herhangi bir tehdide karşı zaten en savunmasız olan düşük gelirli topluluklar, muhtemelen en kötü şekilde etkilenecektir.
Daha fazla sel ve şiddetli kuraklık bekleniyor. Su mevcudiyetindeki değişiklikler aynı zamanda sağlık ve gıda güvenliğini de etkileyecek ve mülteci dinamiklerini ve siyasi istikrarsızlığı tetiklediği şimdiden kanıtlanmıştır.
Fırsatlar
Su, dünyanın iklim değişikliğinin etkilerini azaltma ve bunlara uyum sağlama konusunda çok önemli bir rol oynamaktadır. İklim değişikliğini yavaşlatmamızı, bizi aşırılıklardan korumamızı ve aynı zamanda kaçınılmaz olana uyum sağlamamızı sağlayacak sürdürülebilir tarımsal ve ekonomik sistemler tasarlamak için suya, biyosfere ve çevresel akışlara dair bütünleşik bir bakış açısı gereklidir.
Paris Anlaşması
Paris Anlaşması, tüm ulusları, iklim değişikliğiyle mücadele ve etkilerine uyum sağlama konusunda iddialı çabalar üstlenmek için ortak bir amaç haline getiriyor ve gelişmekte olan ülkelere bunu yapmalarına yardımcı olmak için daha fazla destek sağlıyor. Anlaşma, küresel iklim çabalarında yeni bir rota çiziyor. En son güncellemeler burada.
GERÇEKLER VE RAKAMLAR
- İklim değişikliğinin etkileri en çok, kar ve buz dinamiklerindeki değişiklikler de dahil olmak üzere değişen hidrolojik koşullar aracılığıyla hissedilir. ( Birleşmiş Milletler, 2020 )
- İklim değişikliği, çocukların hayatta kalması üzerinde en doğrudan etkisini üç doğrudan kanal aracılığıyla yapacak: değişen hastalık ortamları, daha fazla gıda güvensizliği ve su ve sanitasyona yönelik tehditler. ( UNICEF, 2019 ).
- İklim değişikliğinin su sıkıntısı çeken bölgelerin sayısını artırması ve zaten su sıkıntısı çeken bölgelerde kıtlığı daha da kötüleştirmesi bekleniyor. ( Birleşmiş Milletler, 2020 )
- 2050 yılına kadar, sel riski altındaki insan sayısı mevcut 1,2 milyar seviyesinden 1,6 milyara yükselecek. 2010’ların başlarından ortalarına kadar, 1,9 milyar insan veya küresel nüfusun %27’si, potansiyel olarak ciddi şekilde su kıtlığı olan bölgelerde yaşıyordu. 2050’de bu sayı 2,7 ila 3,2 milyar kişiye çıkacak. ( Birleşmiş Milletler, 2020 )
- Dünya havzalarının beşte birinden fazlası, son zamanlarda ya yüzey sularında sel baskınına işaret eden hızlı artışlar, rezervuarlarda bir büyüme ve yeni sular altında kalan araziler; veya göllerin, rezervuarların, sulak alanların, taşkın yataklarının ve mevsimlik su kütlelerinin kuruduğunu gösteren yüzey suyu alanındaki hızlı düşüşler. ( BM-Su 2021 )
Yorum yap