Gri su, Evsel atık sular, esas olarak iki sınıfta incelenmektedir: Siyah sular ve gri sular. Siyah su ya da karasu olarak adlandırılan sular, tuvaletlerden kaynaklanan atık sulardan meydana gelmektedir. Bu sınıfa ait atık suların içeriğinde, hastalık yapıcı mikroorganizmalar ve yüksek düzeyde organik kirleticiler bulunur.
Gri su ise mutfak lavaboları, tuvalet lavaboları, banyolar, duşlar ve çamaşır makineleri gibi kaynaklardan gelen; üriner atık içermeyen sudan oluşmaktadır. Gri sularda hastalık yapıcı mikroorganizmalar ile azot ve fosfor gibi organik kirleticilerin yoğunluğu, siyah suya göre oldukça düşüktür. Yapılan çalışmalar, gri sudaki E. Coli isimli bakteri varlığının, siyah suya göre 100 kat daha az olduğunu ortaya koymuştur (FBR; 2005).
Gri suları iki alt sınıfa ayırmak mümkündür: Mutfak lavabosundan kaynaklı, yağ içeren koyu gri sular ve tuvalet lavaboları, banyolar, duşlar ve çamaşır makinelerinden gelen açık gri sular (TÜBİTAK, 2010).
İstanbul’da kullanılmakta olan standart kanalizasyon sisteminde; farklı özellikteki atık sular ayrıştırılmadan, az kirli sular ve çok kirli sular bir arada toplanmakta ve aynı muameleyi görmektedirler. Merkezi arıtma tesislerine giden bu karma atık suya, içme suyu standartlarına erişebileceği bir arıtma işlemi uygulanmaktadır. Daha sonra arıtılmış su, şehir şebekesine verilmekte ve musluklara ulaşmaktadır.
Gerçi, altyapının uygunsuzluğu, depoların bakımsızlığı ve bu yönde bir politikanın izlenmiyor oluşu nedeniyle içme suyu standartlarında arıtılmış şebeke suyu, arıtma tesisinden musluklara gelene kadar çeşitli kirlilik etkenlerine maruz kalmakta ve musluktan akan su, içme suyu olarak kullanılamamaktadır. Bu konuya “3.3.1. Ambalajlı su sektörünün boyutları” bölümünde ayrıntılı olarak değinilmiştir.
Siyah suların ve gri suların birlikte toplanarak aynı arıtma işlemine tabi tutulması ne ekolojik ne de ekonomik açıdan faydalı bir yöntemdir. Oysa ayrı toplanıldıkları takdirde, az kirli atık su sayılan gri suları daha kolay, zahmetsiz, masrafsız bir şekilde; daha az enerji kullanarak ve kimyasal madde kullanmadan arıtmak mümkündür. Bir ya da birkaç hanenin gri suları ayrı olarak toplanıp; merkezi arıtma sistemine gitmeden, daha basit bir arıtma işlemiyle tekrar hane içinde kullanılabilmektedir. Böylelikle yemek yapma, temizlik, hijyen, sulama gibi amaçlarla kullanılan içme suyu miktarı azaltılmış, içme suyu gibi kıt ve değerli bir kaynak korunmuş olacaktır (TÜBİTAK, 2010). Bunun yanı sıra, merkezi arıtma tesislerine giden atık su yükü azaltılmış olacağından, arıtma masraflarını azaltacak ekonomik bir kazançtan da söz edilebilmektedir (Çevre ve Orman Bakanlığı; 2011).
Gri su arıtma sistemleri
Gri suyu doğrudan kullanmak, sağlık riskleri dolayısıyla, toprak altı beslemesi ile bahçe sulama hariç tercih edilen bir yöntem değildir. Tekrar kullanılmadan önce gri suyun arıtma işleminden geçmesi gerekmektedir. Yaygın kullanılan gri su arıtma sistemleri üç depodan meydana gelir. Bu depolarda oksijen ile zenginleştirilme, biyolojik arıtma ve filtrasyon gerçekleşir. Gri su sistemlerinde (geçirgenlik büyüklüğü 0,00005 mm olan ve mikroorganizmaların %99,9’unu tutan) membran filtreler kullanılır.
Mutfak lavabolarından gelen sular genellikle, yağ içeriği yüzünden gri su sistemine dâhil edilmezler. Dâhil edildiği durumda ise borularda tıkanıklığa ve arıtma sisteminde hasara sebebiyet vermemek için özel bir yağ filtresi kullanılmaktadır (ÇELİK, 2010).
Arıtılmış gri suların kullanım alanları
Arıtılmış gri sular, tuvalet sifonlarını doldurma, yıkanma, çamaşır yıkama, bahçe sulama, toprak altı sulama, peyzaj amaçlı havuzları doldurma, yangın söndürme, endüstriyel kullanım (Çevre ve Orman Bakanlığı; 2011) ya da yüzey sularına doğrudan deşarj etme gibi çeşitli amaçlarla kullanılabilmekte; fakat en yaygın olarak sifonlarda ve toprak altı sulamada kullanılmaktadır.
Tuvalet harici evsel kaynaklardan gelen gri su, insan ile teması bulunmadığı için, doğrudan toprak altı sulama sistemine iletilebilmektedir. Hatta gri suyun organik bileşenler açısından zengin oluşu, toprak sulaması için tercih edilir bir özelliktir. Böylelikle nütrient denilen besin maddelerinin tekrar kullanımı ve bitkilerin gelişimi sağlanmaktadır (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2011).
Toprak altı sulama harici kullanımlar için, gri suyun arıtmadan geçirilmesi gerekmektedir.
Arıtılmış gri suyun tuvalet rezervuarlarında, çamaşır yıkamada, bahçe sulamada kullanılmasında hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Bilimsel araştırmalar şebeke suyu ve arıtılmış gri su ile yıkanan çamaşırlar arasında, hijyenik açıdan bir fark olmadığını ortaya koymaktadır. Arıtılmış gri su, “Tuvalet Rezervuarı İçin Gerekli Kalite Şartları” kriterlerine uyduğu için tuvaletlerde kullanımında da sorun bulunmamaktadır (Karahan, 2009; FBR, 2005).
Gri su arıtma sistemlerinin kullanımı ile su tasarrufu
Türkiye’deki genel eğilimin aksine İstanbul’a verilen suyun %90’ından fazlası evsel amaçlı olarak kullanılmaktadır. 4 kişilik bir ailenin günlük su tüketim miktarı ortalama 480 litredir. Bu, aylık 14,4 ton su tüketimi anlamına gelmektedir. Bu miktarın yaklaşık 7 tonu, banyo, duş, tuvalet, lavabo gibi ıslak hacimlerden kaynaklanmaktadır. Evsel su kullanımının faaliyetlere göre oranları aşağıdaki şekilde verilmiştir.
Gri su tanımına konu olan, duş, banyo, lavabo, çamaşır makinesi ve tuvalet rezervuarında kullanılan sular, evsel kullanımın %80’lik kısmını oluşturmaktadır. Arıtılmış gri suyun tamamının yine bu alanlarda kullanımı teorik olarak mümkündür. Yine de duş, banyo, lavabo gibi insan temasının bulunduğu alanlarda sağlık çekinceleri nedeniyle kullanımı tercih edilmemektedir. Bu durumda bile, evsel atık suyun yaklaşık %40’ının merkezi arıtma sistemine verilmeden arıtılıp, tekrar kullanılması mümkündür.
Gri su arıtma sistemleri, şebeke suyundan %50’ye kadar tasarruf sağlayabilmektedir. Yapılan çalışmalarda, gri su sistemlerinin kullanılması ile 4-5 kişilik bir evde, kişi başı günlük 120 litre su tüketimi baz alınarak, yıllık 80 bin litreye varan su tasarrufu yapılabildiği tespit edilmiştir.
Gri su arıtımı uygulamalarının dünyada pek çok örneği mevcuttur. Ancak Türkiye’de bu tip uygulamalar hem az sayıda hem de deneme aşamasındadır. Dolayısıyla bunlarla ilgili bilgiye ulaşmak oldukça zordur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü ile 2012 yılında sözleşme imzalayarak, “Turizmde Atık su Yönetimi” projesini yürütmüştür. Turistik tesislerde su tasarrufu sağlanmasını amaçlayan projenin araçlarından biri, gri su arıtma sistemlerini kullanmak olmuştur. Proje, 2014 Ekim ayında sona ermiştir (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; 2014). Proje kapsamında, 2013 yılında 6 adet turizm tesisinde ve 17 adet konut, işyeri, kuruluş vb. mekânda gri su geri kazanım uygulaması olduğu bilgisine ulaşılmış, iki turizm tesisi pilot olarak seçilmiş ve gerekli veriler üretilmiştir.
Kadıköy Belediyesi, kentsel dönüşüm bölgesi olan Fikir Tepe’de “Binalarda Su Verimliliği ve Gri Suların Geri Kazanımı” projesi ile duş ve lavabolardan kaynaklı gri suların, gri su arıtma sistemi ile arıtılarak kullanılmasını zorunlu tutmaya yönelik meclis kararı almıştır. Böylelikle konutlarda %50, ticari işletmelerde %60 su tasarrufu sağlanması amaçlanmıştır.
Kocaeli’nde ise Büyükşehir Belediyesi gri su arıtma sisteminin endüstriyel amaçlı olarak kullanımını sağlayan bir uygulama başlatmıştır. Kocaeli’nde tesislerdeki soğutma suyu ihtiyacı gri su sisteminden karşılanarak, sanayide içme suyu kullanımının önüne geçmek hedeflenmiştir.
Örneklerden anlaşılacağı üzere, Türkiye’de gri su sitemlerinin kullanımı istisnai bir olgudur. Bu uygulamaların büyük kısmı da devlet desteğiyle değil, özel sektörün girişimleri sonucu hayat bulmuştur. Oysaki sınırlı bir varlık olan içme suyunun geleceğini koruyabilmek için, benzeri uygulamaların devlet eliyle teşvikine ve hatta kademeli olarak zorunlu tutulmasına ihtiyaç vardır.
Yorum yap